Ve böylece Petros Markaris'in Türkçe'ye çevrilmiş romanlarını okuyup bitirmiş oldum. Alan savunması ve batik kredilerden sonra üçüncü kitap bu kitaptı.
Diğer polisiyeler gibi son derece akıcı, merak uyandırıcı, keyifli bir okuma oldu yine. Konser Kostas Haritos bizi yine mükemmel bir kurgunun içine bıraktı. Kendisi ekonomist olduğu için sanırım, bu romanda da ekonomi bağlantıli cinayetler içinde bulduk kendimizi. Roman boyunca ilerki sayfaları karıştırıp merak ettik katili. Bol bol Atina sokaklarında gezdik. Türkiye ile Yunanistan arasındaki benzerlikleri tanık olduk. İzmir ile Atina arasındaki iklimin aynı olduğunu, trafiğin benzerligine şaşırmadık. Sabahlari gevrek yerine kruvasan yedik, bol bol kahve içtik, sulu kahve. Akşama doğru karnimiz acıkınca suvlaki ile bastırdık açlığımızı. Ama akşam domates dolması ile ziyafet çektik. Eline sağlık Adriani abla.
Ben çok büyük keyif aldım yine. Diğer polisiyelerden daha akıcı olduğu, dili son derece temiz olduğu için seviyorum galiba Markaris'i. Bir de bana hep buraları hatırlattığı için.
İyi okumalar...