Şiirde müziği, hayali ve duyguları en iyi hissettiren sanatçılarımızdan olan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bu eserini okurken kültürel zenginliğini hissetmek mümkün.
İlk şiirleri heceyle olan sanatçı, imge zenginlikleri ve müzikal nitelikleriyle dikkat çekmiştir. Bu şiirlerde, Faruk Nafiz ve öteki hececilerden ayrı bir estetik peşinde olmuş, kendine özgü bir sözcük ve kavram dünyası yaratmaya çalışmıştır.
Bu çabada, Ahmet Haşim ve Edebiyat Fakültesi'ndeki hocası Yahya Kemal Beyatlı'nın sentezciliği, yoğunlaşma kaygıları, Haşim'in soyutlama eğilimleri görüldüğü gibi, halk şiiri estetiğindeki alışılmış söyleyiş özelliklerine de rastlanır.
Küçük yaşta kaybettiği annesinin yokluğundan duyduğu acıyı ve kendisini avutacak bir sevginin özlemini dile getirmiştir. Şiirlerinde, içe dönük bir bakışla doğa ile iletişim kurmaya çalışmıştır.
Şiirlerinde zaman kavramı üzerinde sıkça durmuştur. Onun eserlerinde zaman, basit bir süreklilik göstermez, çok katlı ve karmaşıktır. "Bursa'da Zaman" şiiri bu olgunun güzel bir örneğidir.
Şiirlerinde insan ruhuna, özellikle bilinçaltına ve zamana yer verişiyle, romanlarında işlediği konulara yaklaşır.
Düşünceye sık sık yer veren yazar, genellikle yaşadığı ızdırapları, umutlarını, özleyişlerini ve aşklarını dile getirmiştir.
Tanpınar'ın şiirlerini seven çok olsa da onu şair saymayanlar da olmuştur. Bunda şüphesiz yazdığı romanların etkisi var. Bunları tartışmak yerine ben şiirlerinin ve diğer eserlerinin okunması gerektiğini düşünüyorum ve iyi okumalar diliyorum.