Karadeniz Ordusu Başkomutanı General Milne'in 16 Aralık 1918 günlü raporu: "Padişah, Sami Beyi Ordu Karargâhına göndererek, Türkiye'nin idaresini mümkün olduğu kadar çabuk ele alması için Britanya Hükümetinden  istirhamda bulundu, barışın beklenilmesi halinde geç kalınmış olacağını söyledi, Britanya memurlarının kontrol maksadıyla memleket dahiline gönderilmesini  ve... Britanya subaylarının idareye yardımda bulunmalarını rica etti." (Jeschke, İng.Belgeleri, s.4; S.Akşin, İstanbul Hükümetleri, s.144)
D.Ferit, Y.Komiserlik danışmanlarından Hohler'e, 5 Mart 1919'da,"Bütün  umudunun Allah'ta ve İngiltere'de olduğunu.. İstedikleri herhangi bir kimseyi  tutuklamaya hazır olduğunu" bildirir. (S.Akşin, İstanbul Hükümetleri,s.229)
Reklam
12 Eylül 1919'da, D.Ferit ile üç İngiliz temsilcisi arasında, Osmanlı-İngiliz gizli anlaşması imzalanır. Maddeleri [özet]: 1. İngiltere Türkiyenin varlığını ve bütünlüğünü tanıyacak. 2. Boğazlar ve İstanbul, İngiltere'nin denetimi altında olacak, 3. Türkiye bağımsız bir Kürdistan'ın kurulmasına karşı çıkmayacak, 4. Türkiye, İngiltere'nin Suriye ve Elcezire (Kuzey Mezopotamya) üzerindeki egemenliğini, gerekirse fiili olarak sağlamasına yardımcı olacak ve hilafet gücü-nü, Müslümanların bulunduğu İngiliz sömürgelerinde, İngiltere'den yana kulla-nacak, 5. Milliyetçi akımları önlemek ve yönetimi korumak için İngiltere bir zabıta kuvveti örgütleyecek, 6. Türkiye, Mısır ve Kıbrıs üzerindeki bütün haklarından vazgeçecek, 7. Bu. anlaşma gayr-i resmi nitelikte olup İngiltere, Osmanlı delegelerinin bu esaslara uygun taleplerini desteklemeyi kabul eder, 8. Barış koşullarına dönüldükten sonra Padişah, İngiliz hükümeti ile 4. mad-dedeki esasları genişletip genelleştirecek gizli bir anlaşma yapacak. (S.Akşin, İstanbul Hükümetleri, s.572 vd.; ilgili belge: FO 371/5117-E 260/83/44)
Oysa İstanbul yönetimi, kararlı ve sürekli olarak, bu açıklamanın tam tersi girişim ve etkinliklerde bulunmuştur. Bazılarını hatırlatayım: İngiltere'nin sömürgesi olmak için öneride bulunmak, Hilafeti İngilizlerin hizmetine sunmak, galiplerin hoşuna gitmek için suçlular yaratmak ve idam kararlarını uygulamak, Meclisleri kapatmak, saraya bağlı hısım-akraba hükümetleri kurmak, Kuva-yı Milliye'yi yok etmeye çalışmak vb... Vahidettin bunlardan hiç söz etmiyor.
Prof. Cemil Koçak, "Bazen Milli Mücadele'nin İstanbul ile Ankara arasında bir iç savaş şeklinde gerçekleştiğini düşünenler oluyor. Fakat Damat Ferid Paşa'nın kurduğu hükûmetler dışında aslında Milli Mücadele döneminde Ankara ile Istanbul hükümetleri arasında düşmanlıktan çok yakınlık vardı. Rejim değişmiş olabilirdi ama devlet aynı kalmıştı" diyor.
Sayfa 333Kitabı okudu
GASPIRALI İSMAİL BEY VE USULÜCEDİT BİZLER GELİR GEÇERİZ LÂKİN MİLLÎ MAARİF YAŞAYACAKTIR. [İsmail Gaspıralı] Kırım'ın Ruslar tarafından işgal edilişinin üzerinden bir asırdan fazla bir zaman sonra bu topraklar üzerinde görülen en önemli ortak özellik, cehalet ve dolayısıyla ortadan kaldıramadıkları Türkler'i, jeo-politik durumu çok ehemmiyetli
Reklam
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.