Kitap üzerine detaylı bir inceleme yapmak yerine olabildiğince kısa tutarak aklımda kalanları toparlamak niyetindeyim...
Tarık Tufan çok sık karşıma çıkan bir yazardı. Bu kitabı da hakkında edebi anlamda fikir sahibi olmak için alıp okudum. Okumaya sabah başladım ve günün büyük bölümünde dışarıda olmama rağmen gece bitirdim. Kitapta 1-2 sayfalık
Tarık Tufan ın okuduğum bu ikinci kitabı.. sırada Ve Sen Kuş Olur Gidersin kitabı var..aldım bekliyor.. belli aralıklarla belli dozlarda alıyorum Tufan ın kitaplarını.. tek hatam okumaya ilk Beni onlara verme adlı son kitabından başlamak oldu.. yüksek dozda alınan kalp ilacı misali bana bi kaç gün kriz geçirtti.. Anladığınız üzere 2010 da yazılmış bu kitabı ilk okuduğum kitabından hem sayfa sayısı hem de içerik olarak biraz daha iyi geldi.. iyi derken yanlış anlaşılmasın içinde öyle yerler var ki yine can damarınıza denk geliyor..kudüse bosnaya afrikaya bağdata diyarbakıra ve aziz yurdumuzun en ücra köşelerine götürüyor sizi.. bir avuç insan manzarası gözünüzün önünden film şeridi gibi geçiyor.. o anları yaşamadığınız için şükr mü etseniz yaşayanlara yüreğinizi mi dağlasanız bilemiyorsunuz.. iki damla gözyaşı yeter mi bu kadar acıya.. bütün acılar aynıyken hiç yeni yıla girilir mi , girilen yıl yeni olur mu diyorsunuz onunla birlikte.. 'laf aramızda ben onlara hiç inanmıyorum' dediği yüksek ve gürültülü otobüslerden göğe selam verir gibi poz veren, çok küçük bedellerle sokaklarımızda umut satanlara siz de 'ben de inanmıyorum' diyorsunuz..onunla birlikte Bağdat a gidip soruyorsunuz onun gibi 'sahi kim bunlar camilere koşup da kendini patlatan? Bir o tarafa bir bu tarafa koşup ortalığı kana bulayan adamlar kim? Dualarımızı yarım bırakan adamlar..diyorsunuz..
Daha çook şey soruyor daha çok şeye cevap duymak istemeden suskunluğa gömülüyorsunuz onun gibi..
Özlüyorum çocukluğumu. Önce çamura bulanan ellerimken, artık yüreğim oldu. Ah anne sen ellerimi suya tutunca akıp giderdi çamur. Kalbimdeki çamuru neyle akıtacağım söylesene.