...bütün iyi ozanlar şiire “ben”le başlamışlar. düşününce, bu bana çok doğal geldi. şiire başlanan yaşlar “ben”in egemenliğini sürdürdüğü yaşlar. çocukluktan çıkıp gençliğe girilmiş. görünüşte. anneler ayrılmış sahneden, oyuna sevgililer dostlar girmiş. koruyucu sevgiler uzaklaşmış, yalnızlıklar, umutlu, umutsuz aşklar girmiş. ama “ben” çeşitli kılıklara egemen. insanın bütün alışverişi o çağda kendinden başlayıp, kendine dönüyor. akıl da buna ayarlı. “ben” gelişiyor, yetişiyor...
Evet, evet, doğru. Moskova’da birisi için bir şeyler yapabilmek iyice güçleşti, ama gene de Boris’e yardım etmek için çabalamak gerekir. Kimse bir işe bulaşmak istemiyor. Hem... kadınlardan yana da şansı olmadı.”
“Nasıl?! O sevdi kadınlarını. Şiirler yazdı onlara. Hem de en mükemmellerinden! Bir tanesi romanının bir parçası bile oldu!”
“Evet,
Gülten Akın ile tanışma kitabımla karşınızdayım. Kitabı okurken toplumsal çizgide eserler okudum. Hayatını araştırırken öğrendiğim kadarıyla 1960'lı yıllardan sonra toplumsal şiirler yazmaya başlamış.
Başlarda şiirlerinin konusu doğa, aşk, ayrılık, özlem iken, daha sonraları ise toplumsal sorunlar ağır bastı. 1980 öncesinde halkın yaşadıkları,
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle