Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, Lozan antlaşması gereğince alınan bir kararla vatandaşlıktan çıkarılmıştır. 150'likler diye bilinen bu listede Mustafa Sabri 9. sırada oğlu İbrahim Sabri ise 113. sırada yer alır.
:D :D
Bu adam sekiz okka etle gezmiş olsa arkasına bir kedi bile takılmaz.
Reklam
Başta Dürrizade Abdullah ve Mustafa Sabri Hoca olmak üzere İngiliz sömürgesi Mısır'a kaçanların sayısı hayli kabarıktır. İngiliz Hükümeti, bu işbirlikçilerinin pek azına kısa bir süre arka çıkar ve paraca destekler. Sonra, kişisel serveti olmayanların pek çoğu orada ve oradan gittikleri başka yerlerde çok kez işsiz güçsüz ve sefalet içinde günlerini geçirmişlerdir.
Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu
Damat Ferit, daha 22 Eylül'de, İngiliz polislerinin koruması altında Orient Ekspres ile Fransa'ya kaçmış, Nice şehrine yerleşmiştir. İstanbul'da kalanlar ve eş dost evlerine sığınarak saklananlar, ne yapacaklarını bilemezler. Bunlardan Hakkari Mutasarrıfı Osman Nuri (Kadri), Bolu Mutasarrıfı iken, Kuvai Milliye hareketini bir
9 Eylül 1922'de Yunan Ordusunu İzmir'de denize döken T.B.M.M. orduları Bursa ve İzmit üzerinden İstanbul'a doğru yürüyüşlerine devam ederken, İngiliz, Fransız ve İtalyanlar, Mustafa Kemal Paşa'ya Mudanya'da bir ateşkes görüşmesi önerirler. 11 Ekim'de Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalanır. Lozan'da bir barış andlaşması yapılması için karar alınır.Dokuz gün sonra, Türk Ordularının temsilcisi olarak 100 jandarma eriyle Refet Paşa (Bele) İstanbul'a girer, 1 Kasımda, Ankara'deki T.B.M.M. Saltanatın kaldırılmasını kararlaştırır. Aynı gece Refet Paşa, Ankara'dan aldığı emir gereğince Yıldız sarayında Sultan Vahideddin'i ziyaret edip Padişahlığının son bulduğunu Halife'ye bildirir. Dört gün sonraysa Refet Paşa bir beyanname ile, T.B.M.M. Hükümeti adına İstanbul'un yönetimini resmen devraldığını açıklar. Son Osmanlı Devleti Hükümetine, —Tevfik Paşa (Okday) Hükümeti— de, «görevlerinin sona erdiği, evlerine çekilip oturmaları» ihtar edilir.
Büyük Zaferden iki yıl, Lozan Barış Andlaşmasından 11 ay sonra yayınlanan 150'likler listesinde yer alanların büyük çoğunluğu, o tarihte zaten çoktan yurt dışındadırlar. özellikle, bu listenin as kişileri, daha Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kaderinin belli olduğu, Mudanya bırakışmasının yapılacağı günlerde tası tarağı toplayıp kapağı yurt dışına atmışlardır.
Reklam
Beni Nutuk'ta en çok rahatsız eden, kendinden evvelki olayların tesiriyle karşılaştığını söylememesi olmuştur. Söylemesi lazımdı. Bir başka garibime giden olay millî mücadeleye ihanet ettikleri söylenen 150'liklerin tespiti hikâyesi. Nutuk'ta buna ait açık bir şey yok. Sadece 150'likler vatandaşlık haklarını kaybettiler ve memlekete alınmadılar, diyor. Halbuki çok iyi biliyor ki 150'liklerin arasına konan bir adam var ki onun Samsun'a çıkmasını temin etmiş: Dâhiliye Nazırı Mehmet Ali Gerede. Dahiliye Nezareti'nde 1100 altın var, 1000 altını ona vermiş, örtülü ödenekten. Aynı adam Ferit Paşa kabinesinde Dâhiliye Nazırı diye 150'lik listesine konuyor. Damat Ferit'in yaveri olmaktan başka kabahati olmayan Tarık Mümtaz Göztepe de bu listedeydi. Pırıl pırıl bir kalem erbabı. Çok büyük acılar içinde öldü. Atatürk bunları bilmeye mecburdu. Çünkü tarih, onun kadar büyük mesuliyetler aldığı halde, onun kadar toleranslı bir adam kaydetmez. Onun için bu paradoks, onun hayatını yazmış bir insan olarak benim gücüme gidiyor. ⁶⁹² 692. Nuriye Akman'ın Röportajı, Sabah 11-14 Haziran 1995
Sayfa 278 - Genç BirikimKitabı okudu
Takrir-i Sükûn Kanunu genç cumhuriyetin geleceğinin biçimlenmesinde başrolü oynayan, I/638 numaralı (daha sonra 589 olarak yasalaştı) bu tasarı, acımasız içeriğiyle radikallerin iç muhalefeti sindirmedeki baskılarına en önemli meşruiyet kazandırma vasıtası olmuştur. 256 256. Hakan Özoğlu, Cumhuriyetin Kuruluşunda İktidar Kavgası (çeviri Zuhal Bilgin) 150'likler, Takrir-i Sükûn ve İzmir Suikastı, Kitap Yayınevi, 2. bsk. Kasım 2016, İstanbul, s. 138-139
Sayfa 109 - Genç BirikimKitabı okudu
Atatürk'ün bedeni tahnit edildikten sonra Dolmabahçe Sarayı'nın kapıları 12 Kasımda dışarıda bekleyen kalabalığa açıldı. Yedi gün boyunca kılıçları çekmiş bekleyen nöbetçilerin koruduğu katafalkın önünden insanlar akıp geçti. Resmi kuruluşlar, dernekler, okullar sırayla saraya geldi. 17 Kasım akşamı polisler büyük bir kalabalığı kontrol altında tutmayı başaramayınca on bir kişi ezilerek öldü. Cumhurbaşkanlığı sekreterliğine başsağlığı telgrafları yağdı. Hatta 150'likler affedildiği halde ülkeye dönmeyen Çerkez Ethem'den bile telgraf geldi. En dikkat çekici telgraf İstiklal Savaşı sırasında komutanlık görevinden alınmış olan General Ali İhsan Sabis'in imzasını taşıyordu, "Mani zail oldu, artık teşrik- i mesai edebiliriz. " İnönü bu teklifi kabul etmedi.
150'likler Listesi...
16 Nisanda meclis, Türk milli direnişine karşı olmaları nedeniyle sınır dışı edilip vatandaşlıktan çıkarılacak olanların listesini hazırlamak üzere toplandığında ateşli bir tartışma yaşandı. Lozan Anlaşması bu kişilerin sayısını 150 ile sınırlamış ve milliyetçi rejimin gözünden düşen diğer insanların affedilmesini sağlamıştı. Meclis bu maddeyi uygulamak için iki af yasası hazırladı, ama sürgüne gönderilmeyi hak eden en kötü suçluların kim oldukları konusunda bir türlü anlaşma sağlanamadı. Sonunda liste hazırlanınca, İstanbul basını, sınır dışı edilecekler listesine aday gösteren Dahiliye Vekili Ahmet Ferit'in (Tek) Anadolu'ya ilk gittiği zamanlar Mustafa Kemal'e kesinlikle karşı olduğunu belgelerle kanıtladı. Bu suçlamayı Mustafa Kemal'in eski dostlarından olan ve her zaman aksini iddia ettiği halde Ankara Hükümetini zor duruma düşürmekten zevk alan Refet (Bele) de onayladı. Ferit (Tek) istifa etmek zorunda kaldı. Ne var ki, bu, muhalefet için felaketli bir zafer olmuştu, çünkü yeni Dahiliye Vekili Recep ( Peker) Mustafa Kemal'in en otoriter destekleyicilerinden biriydi.
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.