Dikkat spoiler içerir!
Sait Faik, benim okurken kendimi mutlu hissettiğim hayatın kendisini ya da şöyle ifade etmem gerekirse hayatta yaşanan çoğu durumun habercisi olarak görüyorum onun kitaplarını.
Sait Faik'tan okuduğum ikinci kitap. Bu kitabında da olduğu gibi Adalarda seyahat edip balıkçılarla birlikte balık tutuyoruz. Bana göre bir yazarı
Ey varlık âleminin misafiri! Gerçeklerin sırrının ne olduğunu anla. ( ......... ) Vahdet anının sının yoktur. Söylediğin herşey onun adıdır. Çünkü herşeyde gizli olan nokta odur. Bazen fezayı dolduran cevherdir, bazen cihandır. Ölüm ve hayat onun kadehidir. Bazen güneş, bazen aydır. Bazen yağmur, bazen buluttur. Ateş de kendi, alev de kendidir. Gece de kendi, seher de kendidir. Bazen taş, bazen bitkidir. Bazen karınca, bazen arslandır. Ruh da kendisi, ceset de kendisidir. Hayat da kendisi, ölüm de kendisidir. Zamanla yok olunca, kendini kendinde bulur. Mutlak iken nokta olur. Yokluk, Hakk'm kudret eserlerinin göründüğü yerdir.
Aşk'ın tanımı konusunda aşkın bir çaba var, herkesin dilinde. Aşk şudur, aşk budur, aşk şöyledir, aşk böyledir vesaire. Sözlük anlamı, yoğun sevgi. Ancak bu tanım asla aşk kavramını karşılayabilecek kudrette olmayan bir tanımdır. Aşk kelimelerle ifade edilebilecek, herhangi bir şeyle ölçülebilecek bir kavram değildir. Aşk'ın, yaşamın ta kendisi olduğunu anlatıyor Aşkname kitabı. Öyle naif, öyle içten. İçinde hikâyeler barındıran bu eserde Osmanlı Dönemi'ndeki aşk hikâyeleri anlatılıyor. Hem de Divan Edebiyatı tadında... Şair Nigar Hanım'ın aşkıyla başlıyor. Nigar Hanım ki Divan Edebiyatı'nın en önemli kadın şairi. Nazan Bekiroğlu'nun doktoradaki araştırma konusu. Şair Nigar Hanım aşkının alevine dayanamayınca yürek yakıcı kelimelerle enfes bir şiir kaleme alır ki bu dahi aşkın ne yüce bir kavram olduğunu harf harf haykırır:
"Feryâd ki feryâdıma imdâd edecek yok
Efsûs ki gamdan beni âzâd edecek yok
Te'sir-i muhabbetle yıkılmış müteellim
Virane dili bir dahi âbâd edecek yok
Yâ Râb ne için zâr-ı Nigârı şu cihanda
Nâşâd edecek çoksa da dil-şâd edecek yok"
Aşk'a susamış gönüllerin mutlaka hissede hissede okuması gereken bir eser.
"Hakiki arif nasıldır?"diye soranlara Selahaddin'i tarif ediyordu:
Hiçbir acının saf mizacını allak bullak edemediği kişidir. Ona gelen her bulanıklık onda durulur.