Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. Her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. Girdiğin çıktığın bütün kapıların önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun. Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil. Durup dururken inciniyorsun. Kötü söz gerekmiyor bunun için. Sana söylenmesi de gerekmiyor sözün. Tam kirpiklerinin ucunda bir yarım ay, dudaklarında bir boyalı söz... bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için. Saygısız ses, kibirli gövde, tüküren gözler... kalabalık, tanrısından büyük! İskeletine kadar çekiliyorsun. Birisine bir söz söyleyeceksin; sessizlik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme!'
Ruhum sıkılma nedir bilmezdi, gönlüm usanma, Üzgüden kurtulmuşluğa ben bir örnektim. Titrerdi her an üstüme bir sevecen gölge, O tatlı gölgede yorgunluktan kurtulmuştum. Ayrılığı pek dokundu tasalı yaradılışıma Geldikçe ağladım o acı gülüş hatırıma
Reklam
Ayrılığı pek dokundu tasalı yaradılışıma Geldikçe ağladım o acı gülüş hatırıma
Dünya esasından değişir, bütün sanat kaideleri ticaret dönüşür. Sizin o eski kafanız yine odur. Gericiliği selamet zannedersiniz, Müslümanlıktan dem vurursunuz. Müşteri aldatmaktan da çekinmezsiniz.
“Felakete uğramış biri için ümitsizliğin en acı manzarası, gözyaşlarından ziyade kendisinin ‘acı gülüşünü’ görmektir.”
Reklam
“Hayatı dayanılmaz bulmamak için iki şeye alışmak lazımdır: Zamanın gadrine, insanların haksızlığına...”
“Nankörlükten şikâyet etmeyelim. Çünkü o, tüm cihanı zapt etmiştir. Diğerlerinde olduğu kadar kendimizde de vardır.”
“Küçük endişelerin acısından kendimizi sakınalım. Bu husus, mesut kimselere mahsus bir hastalıktır."
“Hakiki felaketimizi hazırlayan, dışta olan olaylardan ziyade kendi iç zorlamalarımızdır.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.