Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
#yılmazgüneykitabı
Yılmaz Güney Kitabı
"Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili"
Herkese Merhabalar...
Sizlere harika bir kitap ile geldim.
“Türkü söyledikçe yeşeriyorum, çiçekleniyorum,”
Tam adı Mehmet Ruhi Su olan halk müziği sanatçısı, besteci ve şair, 1912 yılında Van'da doğdu.
Babasını I. Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında, annesini de bundan kısa süre sonra kaybetti.
Kendi anlatımıyla “I. Emperyalist Paylaşım Savaşı ’nın ortada bıraktığı çocuklardan biriydi”.
Dünya görüşleri yüzünden yaşamının hemen her döneminde
Mehmet Hayati Özkaya / Bak Postacı Geliyor.
Edebiyat Dünyamızdan Şahsiyetler ve Mektuplar.
Mehmet Hayati Özkaya, ilk ve orta öğrenimini Adana'da, yüksek öğrenimini Eskişehir'de tamamladı. 1982 yılından itibaren çeşitli liselerde edebiyat öğretmeni ve idareci olarak çalıştı. 1993-1995 yıllarında İtalya'nın Trieste şehrinde yabancı diller enstitüsü'nde Türkçe okutmanlığı yaptı. Çeşitli dergilerde yazılar yazan Özkaya'nın Kıssa-i Aşk, PK 546- İdealist Bir Neslin Hikayesi ve Ateşi Yeniden Yakmak adlı kitapları vardır.
Eserde Türk ve yabancı edebiyat dünyasında şahsiyetlerin konu edildiği ve onların yazdıkları mektuplardan yola çıkarak, hazırlanan 38 deneme mevcuttur. Bazı denemelerin önceden dergilerde de yayınlandığını gördük. 30'un üzerinde şahsiyetin mektupları, yazıları, görüşleri akıcı bir üslupla okuyucuya sunulurken, yalnızca edebi anlamda bir çalışma ortaya konmamış, aynı zamanda önemli şahsiyetlerin dönemlerine de ışık tutulmuştur. Kapaktaki Postacı resmini görünce ( şimdi kargocular) yüreği pır pır eden, edebiyatımızın önemli şahsiyetlerinin dünyasını merak edenlerin dikkatini çekecek bir eserdir. Dipnotlardaki aydınlatıcı bilgiler, yazarın edebiyatçı kişiliğini de ortaya koymaktadır.
Yazar, eserini ağabeyi Oğuz Özkaya'ya ithaf ederken, bize de eğitim dünyasına büyük hizmetleri olan Necdet Özkaya'yı hatırlatmaktadır. Ruhları şad olsun.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Anadolu’daki Ermeni Katliamları
Abdülgani Girici, I.Dünya Harbi ve sonrasında yaşanan işgal döneminde Fransızların müsahaması ile Ermenilerin yaptıkları katliamlar neticesinde ailesinden 20 kişiyi kaybeden bir yazar.Eser, Girici’nin hatıratı olmakla beraber aynı zamanda dönemin gazetelerinde yayınlanan yazıları ve Ermenilerin yaptıkları insanlık suçlarını, katliamları anlatan konferanslarının metinlerine yer veren bir özellikte. Bendeki baskıda maalesef basım hatası bulunduğu için 20-30 sayfa tekrar edilmiş. Alırken baskıya dikkat etmenizi öneriyorum. Tekrar içeriğe dönersek; isimler, dönemin gazeteleri, Milli Mücadeleye halkın bakışı ve devletin/ hükümetin halkı savunmasız bir halde Fransız ve Ermenilerin eline bırakması kaynaklarla desteklenerek anlatılmış. Netice itibariyle konuya alakanız varsa ya da bölgedeki yaşananları araştırıyorsanız bu kitabı da okumanızda fayda var diye düşünüyorum. Uluslararası arenada sürekli önümüze sürülen bu meselenin daha iyi anlaşılması ve haklılığımızın ispatı açısından dikkate değer, referans alınması gereken bir eser.
Yazarın şu ana kadar okuduğum en güzel kitabıydı. Belki de olaylar Türklerle bağlantılı olduğu içindir.
Fransa'da küçük Türkiye olarak adlandırılan bölgede yaşanan kadın cinayetleri üzerine başlayan soruşturma üzerine ilerliyor. Kadınların profilleri birbirine benzer olunca inceleme farklı boyutlara gidiyor.
Genelde yazarın betimlemelerini sevmesem de kültür ve bilgi birikimine hayranimdir. Bu kitapta da Ülkemizi ve Türk insanını öyle bir analiz etmiş ki bu yazıları ancak bir Türk yazmıştır diyor insan. Türk karakterler, İstanbul, Gaziantep, Adana, Adıyaman... 80 lerde yaşanan sağ sol olayları ardından yaşanan darbe. Avrupa'daki Türkleri analizi.
Örnek bir paragraf paylaşıyorum.
Sayfa 183
- buradaki Türkler çalışmayı sevmez sadece kendi çıkarlarını düşünürler. İtaatkar değil kayıtsızdırlar. Kurallara uymazlar kendi kuralları vardır. Dilimizi öğrenme gereği bile duymazlar. Çok para kazanmak ve olabildiğince kısa sürede ülkelerine dönmek için buradadırlar. Şiarları her şeyi almak geride hiçbir şeyi bırakmamaktır.
Elbette hepsi için böyle söylenemez. Fakat dil ve kural tanımamazlık neredeyse %90 kesim için geçerlidir. Bunu ülkemizdeki sosyal medyada kullanılan dili takip ederek de anlayabiliriz.
Kitabın film uyarlaması da varmış. İlk işim onu izlemek alacak
Yazar Fadime Uslu, Adana doğumlu. Ege Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünü bitirmiş. İlk öyküleri dergilerde yayımlanan yazar öyküler üzerine de çeşitli gazetelerin kitap eklerinde inceleme ve eleştiri yazıları yazmış. Öyküye gönül vermiş, öyküyü kendine dert edinmiş bir yazar.
.
Yazmış olduğu "Gölgede Yaşamak" kitabıyla 2011 Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü kazanmış. Kitap "Işığa" yazısıyla karşılıyor bizi. Gölgede Yaşamak ve Saklanan adlı iki ana bölümden var. Kitabın yarısından fazlasını Gölgede Yaşamak bölümündeki "Oyuncu" adlı öykü kapsıyor. Aslında tek bir öykü demek ne kadar doğru olur bilmiyorum çünkü parçalar halinde kesitler “Oyuncu – Anlatıcı – Çözücü” üçgeninde ilerliyor.
.
Kitabın ikinci bölümü olan “Saklanan”da yer alan öyküler de yaşamdan küçük noktalarına değinmiş yazar. En beğendiğim öykü ise bir arkeoljik kazı alanında geçen Saklanan oldu.
Kitabın konusuna geçmeden önce yazarın hayatından kısaca bahsedeyim diye düşündüm; kitabı daha iyi anlayabilmek ve özümsemek için. Yaşar Kemal'in ailesi Birinci Dünya Savaşındaki Rus işgali yüzünden yazarın doğduğu Osmaniye'ye göç etmek zorunda kaldı. Yaşar Kemal 3,5 yaşlarındayken geçirdiği kaza sonucunda bir gözünü kaybetti. Yazarın babası henüz
Bu sayıda “Dünya’dan Sonra”, “Adli Tıbbın Minik Kahramanları: Böcekler”, “Parazitlerin Kurbanlarına Oynadıkları Oyunlar”, “Dünyayı Besleyen Adam: Norman Borlaug” ve “Wegener’in Yapbozu” başlıklı yazılar ile
Kimya yazıları Hacettepe Üniversitesi Kimya Bölümü’nden Prof. Dr. Adil Denizli’nin katkılarıyla hazırlandı. “Evsel Kimyasal Maddeler” başlıklı yazıda, evlerimizde kullandığımız ve “temizlemeye çalıştığımız şeylerden genellikle daha tehlikeli” olan temizlik malzemelerine ve eşyalarımızdaki kimyasallara dikkat çekiliyor.
