Kepçe kovanın içinde şöyle bir tur atıyor, sonra parmaklıklardan içeri sokulup tabağa boşaltılıyordu: Nohut. İkinci kepçe: Bulgur pilavı. Yemeklerimi alıp hücremin ortasına bağdaş kurdum, tabakları önüme aldım. O kadar keyifle yiyordum ki. Sanki dünyanın en güzel yemeğiydi. Asıl keyifse yemekten sonra kenara çekilip sırtımı duvara yaslayarak bir sigara içmek oldu. Bir an için başıma gelenleri unutmuştum.