Burada kentin gürültüsünü hiç duymayız. Önce alanı ve geniş caddeleri görürüz. Gece. Ağaçlar, Işıklar. Ama sessiz... Yalnız bir blues duyulur...
(çünkü burada kenti şimdiye kadar kitaplardan tanıdığı biçi- miyle hemen kavramıştır. Ve hayalindeki kentte onun uğultusu yoktur...) yalnızca blues...
Büyük resimde kadını Roma otelinde giderken görürüz. Çantasını ardından sürüklerler.
(Burada aslında kadın için artık dış dünya sona ermektedir. Düşünmek ister. Kendi köklerine geri dönmek ister...kendi yaşamı ile bir hesaplaşmaya girecektir. Ciddidir. Duyguludur, belki biraz da melankoliktir. Gene de dış dünyaya karşı canlılığını korur. Dünya artık onun için bir kulistir. O kendi sahnesi üzerinde durmaktadır. Sahnede kendi kendisiyle yalnızdır. Yedek canlısı artık aşk değil, en sevdiği yazar olan Pavese'dir.)
Burada Cesare Pavese ile özdeşleşir, o da bu otele gelmiştir ve burada intihar etmiştir.