Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Putin döneminde Rusya’ya karşı politikasını en belirgin şekilde değiştiren Özbekistan olmuştur. İslam Kerimov’un Rusya’ya karşı tutumunu değiştirmesinin nedeni Putin’in politikasından ziyade, radikal islamcı grupların Özbekistan’da faaliyetlerini artırmaları ve Kerimov’un bu sorunu Moskova’nın yardımıyla çözmek istemesidir. Nitekim Kerimov, bu tehdit karşısında Özbekistan’ın Rusya’nın Orta Asya’daki çıkarlarına saygı duyduğunu ve Rusya’nın ortağı olduğunu belirtmiştir
Ruslar, yaklaşık üç asır boyunca Türk İslam Devleti olan Altın Orda’nın hâkimiyetinde kaldıktan sonra Altın Orda’nın mirasçılarını tek tek ele geçirerek Rus-Türk münasebetlerindeki dengeyi kendi lehine çevirmiş ve Türk hanlıklarının toprakları sayesinde yayılmacılık siyasetine devam etme konusunda kararlılıklarını sürdürmüşlerdir. Bu siyaset başarıyla sürdürüldüğü takdirde Rusların kendi lehlerine çevirdikleri münasebetlerdeki denge de pekişmiş olacaktı. Dolayısıyla Rusların Orta Asya’daki hanlıkları da kendi kontrolü altına almaları, Altın Orda’nın yıkılışıyla kurulan Moskova Rusyası/Çarlık Rusyası için büyük önem arz ediyordu. Orta Asya’ya doğru yayılmanın Rusya açısından bir başka önemi, güney sınırlarının güvenliğinin sağlanmasıdır. Orta Asya’nın ele geçirilmesi aynı zamanda Rusya açısından bölgede ticarî münasebetlerini pekiştirmesi ve ekonomik olarak güçlenmesi anlamına da geliyordu. Bütün bunlardan dolayı daha XVII. yüzyılın başında Ruslar bölgeye yönelik askerî faaliyetler başlatmışlardır.
Reklam
Şüphesiz ki bir imparatorluğu yöneten ana unsurun milliyetçi parçalanmanın başını çekmesi beklenemez. Kendisi sadece o devleti, o coğrafyayı muhafaza etmekle yükümlüdür. Bu nedenledir ki Türk dilinin ve Türk tarihinin yeşerdiği coğrafyada bu işi yapacak olanlar daha çok Çarlık Rusyası’nın hükmüne geçmiş, 16. yüzyıldan beri Volga boyundaki ve Kırım’daki ve 19. asırdan itibaren de Orta Asya’daki, Kafkaslar ve Azerbaycan’daki gibi münevverlerdir. O nedenledir ki II. Meşrutiyet yıllarında bir düşünce, bir his halinde mevcut olan Türk ulusçuluğu teşkilatlanmaya başlamıştır. Türk teşkilatlanması ve hatta örgütlenme bakımından çok çarpıcı örnekler vardır. Birkaç yıl içinde Türk Ocakları, Tuna boyundan Çin sınırlarına kadar her yere yayılmıştır. Yine 1880’lerde Bahçesaray’da bir okul olarak başlayan, yani Arap harfleriyle imlayı düzelterek hızlı okumayı öğretmeye başlayan Usul-i Cedid Mektepleri İsmail Gaspıralı’nın 20 yıl içinde beş bine ulaşan bir sayıyla Tuna mansabından Çin sınırlarına kadar yayılmıştır. En çok okunan gazete “Tercüman”dır. Bizim tarihçiliğimizin yeterince dikkat sarf etmediği bu olaylar, zamanın Rus matbuatında ve siyasi idari çevrelerinde çok etki uyandırmıştır. Maarif reformu Rusya Türkleri ve Maarif reformu Rusya Türkleri ve Müslümanları arasında Rus halkı arasından daha başarılı olarak yayılmıştı. Belki münevverlerimizin, ediplerimizin miktarı Ruslarınki oranında değildi ama okuma yazma oranı daha yüksekti. Bir Panturanist, bir Panislam gelişmeden daimi surette çekinilmekteydi.
1864’te Şeyh Şamil mukavemetinin kırılmasını müteakip Rusya Osmanlı topraklarından Doğu’da Erzurum’a, Balkanlar’da İstanbul’a kadar ilerlemiş, orta Asya’daki Türk ülkelerinin topraklarına da girme imkanı bulmuştur.
Albay Heise bana şöyle dert yanıyordu: – Bakınız sayın bay İngiliz ve Amerikalılar bizim yüksek tekniğimizi Rus at arabalarına çiğnetiyorlar. Bir Alman olarak bu bana çok ağır geliyor. Biz İngilizlerle savaşmamak için Rusya'ya savaş açmıştık. Hatta bizi mecbur etmeselerdi Fransa, Hollanda, Danimarka, Belçika, Norveç'i bile işgal etmiyecektik. Biz dünyayı komünist yalanlarıyla tehdit eden bir rejimi ortadan kaldırmak istiyorduk. Komünist propagandası yalnız bizim için değil, başta beş kıta üzerinde sayısız sömürgeleri bulunan İngiltere ve milli birliğini, yani dil ve din birliğini sağlamamış olan Amerika için en büyük tehlikedir. Biz yenildikten sonra Rus komünist propagandası Hindistan'ı, Afrika'yı, Asyadaki İngiliz sömürgelerini ve Amerika içindeki İngiliz olmayan milletleri Amerika aleyhine ayaklandıracak ve Amerika'nın parçalanmasını sağlamaya çalışacaktır." Bana dert yanan bu Alman kurmay çok haklıydı. Almanlari Rus çizmesi altına vermek, komünizmi yeniden diriltmek ve dünyanın başına bela etmek demekti. Nitekim 1990 senesine kadar bu tehlike arttıkça arttı ve Amerika'nın uykusunu kaçırdı.
Yeni Sömürgecilik: Eski Sömürgeciliğin Torunu
Dünya üzerindeki 200’ü aşkın devletin çoğunun kutladığı bir bağımsızlık günü var. Bağımsızlık günü, sömürge olmuşluğu var sayıyor. Bu günün gelecek kuşaklara sömürgecilik döneminde çekilen çileleri aktarması umuluyor. Bağımsız olan ülke sayısına bakarsak, Tablo 1’de görüldüğü gibi, en sömürgeci ülkelerin sırasıyla, İngiltere, Fransa, İspanya,
Reklam
Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne Rusya’dan ve Orta Asya’dan Bakışlar
Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin (KYİ) ekonomik kuşağı, büyük oranda Orta Asya’dan geçiyor. Orta Asya, Çarlık Rusyası’ndan bu yana, Rusya’nın arka bahçesi olarak görülüyor. Oysa, Çin’in KYİ projelerinin Orta Asya’daki Çin etkisini arttırarak Rusya’yı geriletmesi bekleniyor. Peki Rusya ve Orta Asya’da KYİ’ye nasıl bakılıyor? Kuşak ve Yol
Kuşak ve Yol İnisiyatifi (KYİ, eski adıyla Bir Kuşak Bir Yol), üzerinde daha fazla konuşulması gereken bir konu. Zaten biz konuşmasak da, o, kendi hakkında her yıl daha fazla konuşturan bir konu niteliği kazanacak. “Geleceğin dünyası nasıl olacak?” sorusundan kasıt, önümüzdeki 50-100 yıl ise, KYİ’siz bir kestirim ve akıl yürütme hep eksik kalmış
...Böylece Rusya, Türkmenistan hariç, Orta Asya’daki bütün cumhuriyetlerde önemli askerî üsler bulundurmakta ya da bu ülkelerdeki üsleri aktif olarak kullanma hakkına sahiptir.
Rusya bir bakıma Romanovlar devrinde muasır Avrupa medeniyetinin içine girdi. Bir yönüyle de el’an acımasız şartların sürdüğü bir Doğu devletiydi. Uzak Kafkasya’da ve Orta Asya’daki köylüler bile Rusya’nın milyonlarca serf statüsündeki köylüsünden daha iyidi. Polonya ve Finlandiya gibi ilhak edilen toprakların halkı ise yaşadıkları uygarlık düzeyi bakımından Rusya’nın hep önündeydiler.
Reklam
Kemalist Türkiye Cumhuriyeti
Yunanlıların bozguna uğratılması, İngilizleri canevinden vurmuştu. İngiltere yakın doğudaki topraklarını genişletmeye, Afrika’daki sömürgelerini Asya’daki sömürgeleriyle; Arabistan’la,Irak’la,Hindistan’la birleştirmeye çalışıyordu. İngiltere’nin yakın ve orta doğudaki istilacı planlarını gerçekleştirmesine engel olan Kemalist Türkiye Cumhuriyeti ile Sovyet Rusya, onun için bir engel teşkil etmekte idiler. İngilizler, Kemalistleri bozguna uğratmanın Rusya’yı bozguna uğratmaktan daha kolay olduğunu sanıyorlardı. Ama İngiliz Emperyalizmi bu nokta da yanıldı. Türk Ordusu’nu, İngiliz silahlarıyla donatılmış Yunan Ordusu’nun yardımıyla bozguna uğratmak için, Yunanistan’ı savaşa sürüklemişti. Ama, yurtlarını yabancı istilacılara karşı savunmak ülküsüyle kanatlanan muzaffer Türk orduları, İstanbul doğrultusunda ilerliyorlardı.
TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRI Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlileştirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmiş, böylelikle geniş bölgeleri kontrol etmek imkânını bularak büyük devlet kurmak başarısını sağlamıştır. Başka milletler ancak şehir devletleri kurabilirken, birçok şehirleri de içine alan bu devletler, Türklerde
Türkistan’ın Ruslaştırılmasına dair metotlar
İgnatev Misyonu ve Gorçakov Deklerasyonu 1858 Temmuzunda, Türkistan coğrafyasını ve bu coğ­rafyada yaşayan insanlann kültürel-sosyal yaşantılarını ve o bölgedeki devletlerin/siyasi birliklerin siyasi-stratejik özellik­lerini incelemek üzere İgnatiyef başkanlığında, içerisinde coğrafyacı, iktisatçı, şarkiyatçı, subay vs. gibi uzmanlardan oluşan 82
KIRGIZİSTAN’DA EKSPRES DEVRİME GİDEN SÜREÇ Kırgızistan’da 27 Şubat ve 2 Mart tarihlerinde yapılan iki turlu milletvekilliği seçimlerinde çoğunluğu Askar Akayev yanlılarının kazandığının açıklanmasının ardından ortaya atılan seçimlerde yolsuzluk yapıldığı iddiaları, Kırgızıstan’da Akayev yönetiminin devrilmesine yol açan ve birkaç saatte
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.