Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KENDİNİ FEDA EDEN KEDİ
Nefahatül üns kitabında yazıyor ki: Tekkenin birinde bir kedi var. O tekkeye de misafirler gelip gidiyor. O kedi de kaç tane misafir geleceğini bağırarak bildirirmiş. Bir gün bu kedi ocağın yanına gelerek kazana bakarak bağırıyor. Bir türlü susmuyor. Onlarda sütü o kadar çoğaltıyorlardı. Kedi derdini anlatamayınca, kendini kaynamakta olan kazanın içine atıyor. Bir de kazanı dökerler ki, dibinde yılan çöreklenmiş. Kedi onlara demek istiyordu ki, zehirleneceksiniz, o sütü dökün. Onlar onu anlamadılar, kedi kendini feda etti. Mevla kediye keramet verdi de sana vermezmi? Sen insan- sın, ahseni takvim üzere yaratıldın. Yâ Rabbi uyandır bizi, büyük avanak olduk. Biz Kur'ân'ı sevsek alınmaz elimizden, biz tarikatı sevsek alınmaz elimizden. Mevla bize tokat atıyor. Bu Kur'ân'ın kıymetini bilin, se- vin, yoksa elimizden alınır. Ey Allahım! Bizi sadece dinlemek- le, anlatmakla bırakma Dinimiz, tarikatımız ayak altında kal- masın diye uğraşmalıyız.
Dönüşte Ahmet Küflü'ye uğradım. «Onu toprağa vereli ikiyüz altmışbeş gün oldu» dedim. «Kederi aşıp ötesine geçemiyorum» dedim. «Aşılmaz!» dedi. Doktor Yücel'e vardım; «çaresi yok!» dedi. Boşluğa baktık, ayrı pencerelerden. Dönüp eve geldim. Eve her dönüşümde omuzlarıma abanan dağı çıkardım merdivenlerden; kapıdan birlikte girdik. Bu gece seni okuyacağım. Öfke ve acı yanyana. Dokunmasalar da ağlayacağım.
Sayfa 11 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ona kul olmak için, insana inanç, kalbe adanış, dile dua ve yakarış yakışıyor... •
1974 yılı 12 Mayıs Pazar Günü, Meriç'in Nasuhbey Köyü yakınındaki bir yatırın çevresinde yapılan "Dallık" şenliğine katıldık. Burada, Hidirelleze, bu isim veriliyor. Hidrellez de diyorlar. Köye adını veren Nasuhbey, Osmanlı akıncı beylerinden Hacı İlbey'in kumandanlarından imiş, "Dallık" adı, yeşillik, bahar ifadesi
Sayfa 94 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
Adañış
Gidişin dönüşü düşsel olmalı, Bahar gönüllerde içsel olmalı, Vuslat ki yüreğe damga vurmalı, Adanış sevdayı sunduğu zaman...
Sayfa 54 - TİMAŞ YAYINLARIKitabı okudu
Ey ulu tanrılar! Kendilerine deli, akılsız, budala, avanak gibi güzel adlar verilmesi âdet olan kimselerden yeryüzünde daha mutlu insanlar var mı? Belki burada ileri sürdüğüm şeyleri, çılgınca ve gülünç bulursunuz; fakat hiçbir şeyin bu kadar doğru olmadığına sizi temin edebilirim. Önce, ölümden hiç korkmazlar; bu da kuşkusuz ufak bir üstünlük değildir. Ne kötü bir vicdanın kemirici azaplarını, ne ahret masallarının diğer insanlara verdiği boş dehşetleri, ne de hayaletlerle cadıların sebep oldukları büyük korkuları tanırlar. Onları tehdit eden dertlerin korkusu, onlara gelebilecek olan iyiliklerin ümidi, ruhlarının dinginliğini hiçbir zaman, hatta bir an için olsun, bulandırmaz. Özetle, onların yürekleri, insan hayatını durmaksızın saran bir yığın derdin etkisiyle parçalanmaz. Onlarda ne utanma, ne korku, ne hırs, ne kıskançlık, ne şefkat vardır. Hayvanların budalalığına çok yaklaşacak kadar bahtiyar olduktan başka, teologlara göre hatadan korunmuş olmak üstünlüğüne bile sahiptirler.
Reklam
Aşk;birbirine adanan gönüllerin, aşınmayan sevgi ve sadakat anlayışı ile ebede çekilen çizgide aynı anlayış ve hoşgörü içinde devam edişi.
O'na kul olmak için, insana inanç, kalbe adanış, dile dua ve yakarış yakışıyor...
Boş sözle kurum satmada, bir öyle halk ki! Hem birçoğu cennet koruyor, bir avanak ki! Tut, pencereyi kaldır, göreceksin bu adamlar, Semtinden uzak, öyle uzak, öyle uzak ki!
Ben Müslümanım Elhamdulillah. Bir dedem Fatih'tir, Öbür dedem Selahaddin. Kalbim küçük bir kuş gibi merhametli, bedenim koca bir dev gibidir. Bastiğim yer Anadolu, gözlerim Kudüs'e bakar, alnım Mekke'ye do- nük, kalbim Medine'de atar. Yüreğim Doğu Türkistan'da, Arakan'da, Suriye'de, Gazze'de,
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.