Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mimar olarak geldiğim bu dağ köyünde bir avcı olarak yaşıyorum. Konutum, yabancılara ait olduğu söylenen, duvarları resimlerle kaplı bir mağara.
Mimar olarak geldiğim bu dağ köyünde bir avcı olarak yaşıyorum. Konutum, yabancılara ait olduğu söylenen, duvarları resimlerle kaplı bir mağara.
Reklam
soruyor: birini mi arıyorsun? kimseyi, diyorum. hiç kimseyi. ya da herkesi. gece olmuştur, git yat yabancı, diyor fenerli adam. ormanda ya da dağ başında kaybolmuş bir avcı gibi duyuyorum kendimi. burda. bu insanların arasında. sanki bir avın peşine düşmüş de, av beni dilediği yere götürmüş, sonra izini yitirmiş, şimdi, ne nerde olduğumu, ne nerden geldiğimi biliyorum.
Zaman yoksa ne var burda, dedi çenesi titreyerek Avcı. Bir an olsun duraksamadan yanıtladı rehber: Ölüm var, dedi. Yalnızca ölüm var. Ölümün zamanı var mıdır sizce? Bilmiyorum, dedi Avcı. Ben sana söyleyeyim, dedi rehberi, Yoktur.
Ormanda ya da dağ başında kaybolmuş bir avcı gibi duyuyorum kendimi. Burda. Bu insanların arasında. Sanki bir avın peşine düşmüş de, av beni dilediği yere götürmüş, sonra izini yitirmiş, şimdi, ne nerde olduğumu, ne nereden geldiğimi biliyorum.
ormanda ya da dağ başında kaybolmuş bir avcı gibi duyuyorum kendimi. burda. bu insanların arasında. sanki bir avın peşine düşmüş de, av beni dilediği yere götürmüş, sonra izini yitirmiş, şimdi, ne nerde ol­duğumu, ne nerden geldiğimi biliyorum.
Sayfa 28 - pdf.
Reklam
Ölüm var, dedi. Yalnızca ölüm var. Ölümün zamanı var mıdır? Bilmiyorum, dedi Avcı. Ben sana söyleyeyim, dedi rehberi, Yoktur.
Sayfa 71
F
fâlih (a.s.) 1. toprağı süren, eken. 2. muvaffak ve mes'ud [kimse]. ferîd (f.i.) 1. avcı kuş. 2. s. donmuş, katılaşmış [şey]. ferruh (f.s.) 1. uğurlu, kutlu, (bkz: mübarek). 2.i. erkek adı. Taharnmül-fersâ tahammül bırakmayan. Tâkat-fersâ takat bırakmayan, takatsiz düşüren. fevzâ (a.i.) kargaşalık, anarşi. fevzâî (a.s.) kargaşalıkla ilgili; anarşist. fidâ (a.i.) bir esiri kurtarmak için verilen şey, fidye, (bkz: feda). fîrûz (a.s.) 1. mes'ut, mutlu, sevinçli, ferah, uğurlu, iyi bahtlı. 2. erkek adı. [kelime, Farsça "pîrûz" dan alınmıştır]. firuze (a.i.) 1. Nişabur'da çıkan açık mavi renkli ve değerli bir yüzük taşı. [kelime Farsça "pîrûze" den alınmıştır]. 2. başyazarı Muazzez Yusuf olan ve haftalık olarak istanbul'da yayımlanmış, kadınlara mahsus edebî bir dergi. fürûzende (f.s.) yanıcı, yakıcı; parlatan, parlayıcı, parlayan, aydınlatıcı, aydınlatan.
Zaman yoksa ne var burda, dedi çenesi titreyerek Avcı. Bir an olsun duraksamadan yanıtladı rehber: Ölüm var, dedi. Yalnızca ölüm var. Ölümün zamanı var mıdır? Bilmiyorum, dedi Ava. Ben sana söyleyeyim, dedi rehberi, Yoktur.
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.