İlker Balkan / Son Vagon
2018 yılında Çorlu yakınlarında yaşanan tren kazasında hayatını kaybedenler anısına yazılmış bir kitap #SonVagon. Acıyı, pişmanlıkları, kayboluşu ve sevgisizliğin yaşattığı boşluğu tüm benliğinizde duyumsayacaksınız. Yaşanılan yanlışları okurken kendi hayatınızı sorgulayacaksınız. Kendinizden ya da çevrenizden kesitler
İlker Balkan / Armarius
Okurlar için kitapların önemi büyüktür. #Armarius; yazmak, okumak ve kitaplar üzerine düşünceler içeren bir eser. Bilginin gelişimi, aktarımı ve çoğalmasının en kalıcı etkili yöntemi yazmaktır. Değer kaybetmediği gibi senelerce başka kültürlerde bile önemini korur. Çok sevdiğimiz ve okumaktan vazgeçmediğimiz kitapların tarihi hakkında bilmediklerimizi öğrenip, kitap yazmanın inceliklerini, kitap haline gelene kadar olan süreci ve kütüphanelerin bu konudaki önemini okuyoruz.
“Scriptorium” adı verilen, el yazması kitapların muhafaza ve çoğaltma işleminin yapıldığı manastırlarda, hangi kitabın çoğaltılacağına karar veren bilge yöneticilere verilen isim “Armarius”. Günümüzdeki gidişatı okurken aralarda tarihe yolculuk yapıp o dönemlere de ışık tutuluyor. Zihnin dil ile bağlantısı ve bilincin hem yazar hem de okuyucudaki etkilerine de değinilmiş.
Yazarımız; okur, yazar ve yayıncıların kitapla olan geçmiş ve bugünkü ilişkilerini yaptığı güzel analizlerle kıyaslayarak, gelecekte olabilecek ilişkinin durumunu sorguluyor. Kitapla yakın ilişkisi olduğunu düşünenlerin mutlaka okumasını tavsiye ederim.
Keyifli okumalar…
Armariusİlker Balkan · Kanon Kitap · 201924 okunma
Kitap kısa,bağımsız hikayelerden oluşuyor. Aynı dönemde yazılmış ve tam Rus karamsarlığı işleyen hikayeler. Kitabı bir günde bile bitirebilirsiniz ben çok beğendim hikayeleri ,dil olarak da gayet akıcı ilerliyor çevirmeni seçerken dikkatli olmalısınız bu konuda.
Şu görülen 80 sayfaya aldanmamanızı rica ederek başlayacağım. Şöyle ki, ben taradım PDF olarak isteyen varsa görmesi için atarım da. Boşlukları vs kaldırıp temize çektiğinizde 30 sayfa ediyor etmiyor.
Hatırlarsanız daha evvelden İnsalığın Yıldızının Parladığı Anlar kitabının yorumunda da bahsetmiştim. O kitap 14 farklı konusuyla gerçekten dolu dolu bir eserdir. Bu kitap ise para tuzağı. Adeta kitap değil bir broşür. Dürüst olmalıyız öyle değil mi? Ben bu siteye ilk geldiğimde okumadan önce incelemelere bakardım ve kitapları almaya öyle karar verirdim. Kimsenin parasının boşa gitmesinde katkım olsun istemem sonuçta.
Her neyse daha evvelden de bahsetmiştim, Zweig ve onun gibi olanların adeta ‘Kudurduğu’ nadir eserlerdendir. Hani savaş karşıtıydın, hani psikolojin etkileniyordu. Konu İstanbul’u geri almak olunca en ön safta koşuyorsun. Bu ne yaman çelişki be. Üzerinde yaşadığımız topraklar bizim kutsalımız ve kırmızı çizgimizdir. O yüzden o ve onun gibi düşünenlerin acısını en derinden hissettiğimiz için huzur buluyorum adeta. Tüm Türkiye ölmeden siz ancak bu topraklara TURİST olarak gelirsiniz.
Neyse gene çok öfkelendim. Bu zihniyetin geçmişten günümüze neler düşünüp hissettiğini ve acılarını görmek için harika bir eser. Taradım, hazırladım ve isteyen olursa bana ulaşsın hemen gönderirim. Allah’a emanet olun..
Kültür, sanat ve edebiyat dergisi söz konusu olunca Mustafa Kemal'in yaşamından kesitler okumak önceliğimizdir.
İlber Ortaylı, İlker Başbuğ, Hıfzı Topuz, Buket Uzuner, Kıraç gibi değerli kişilerin ele almış olduğu yazıların hepsi birbirinden güzeldi.
Hepimiz hayatta Atatürk'ün Salih'i olabilmek, hayatına dokunan kadınlardan Latife ve Fikriye Hanım, matematik öğretmeni Mustafa Efendi, Paşayı zeybek oynarken hayranlıkla izleyen Aydemir Balkan olabilmek için nelerimizi vermezdik ki?
Ata'mızı her yönden anlamak; çektiği sıkıntıları, gençliğini ve çocukluğunu, aşk hayatını, doğa ve sanat sevgisini, tarih, coğrafya, fen ve edebiyat ile dolu olan kütüphanesini yaşamak ve hissetmek isteyen tüm herkesin okuması gereken bir dergi.
"Bir gün, kendinizi yıllar öncesinden kitaplarla dolu bir kütüphanede bulursanız, bilin ki birazdan Mustafa Kemal o kapıdan içeriye girecek ve bilin ki hakikat orada. "
Yaşam ne garip değil mi? Hiçbir şeyin bir sınırı yok. Kesin çizgiler katı kurallar yok. Her şey muğlak, her şey değişebilir, her şey son derece özgün gibi ama son derece de klişe.
Ağır ağır okumak için direndiğim yine Stefan Zweig klasiği daha ne yazık ki bir çırpıda bitmesine engel olamadim. Tartışmaya açık bir Kitap. Zweig tarafsızlıkla ele alındığı söylenen kitapta istanbulun Fetih öncesi ve sonrası Savaş ortamına kadar anlatıldığı bu kitapta Savaşın seyirini değiştiren Kerkaporta Kapısından, Fatih Sultan mehmed'in üstün zekâsı ile tepeleri aşarak suya indirdigi donanmasina vede son taarruz öncesi ordusuna verdiği sözlerine kadar en ince ayrıntısına kadar okuyacağınızı bilin isterim.
Bizans'ın DüşüşüStefan Zweig · Altın Bilek Yayınları · 2018694 okunma
Medyanın, çok satan safsata kitapların, yarışma programlarının, bu kadar şiddetli bir şekilde yaşamımıza nüfuz eden rekabetin, paraya dayalı değer ölçme sisteminin, bilgi gibi, adalet gibi, bilim gibi karşılığı maddi bir ölçeğe indirgenemeyecek değerlerin de bir ölçme ve değerlendirme birimi haline gelmesi; daha da kötüsü paranın bizatihi sahibi tarafından bilgi, adalet, bilim, sanat gibi değerlerin ikamesi olarak kullanılmaya çalışılması, hatta paranın tüm bu kavramsal değerleri satın alabildiğine duyulan güçlü inancın giderek genele yayılması, bu okumuş cahillerin yıllardan beri tüm toplumlara dayatmaya çalıştığı bir yeni değer inancıdır.
Doğanın Tanrı ile ilişkili olduğu düşüncesinden dolayı, doğanın bilimde incelenmemesi ve
araştırılmaması hiç bir zaman söz konusu olamadığı; bu bağlamda,
doğanın bir parçası olan ve canlı türünün en gelişmişi insanın, merak duygusuyla kapasitesini zorlayıp ilerleme gayretinin önüne hiç bir dini inanç geçememiştir.
İnsana, dini inançlardan