Çünkü sen..
Kendini bıraktığın günü hatırlıyor musun, Yonina? Seni tutamadığım günü. Kollarıma değilde kendini boşluğa bıraktığın günü. Ben hiç unutmadım sevgilim. Çünkü o gün yırtıldı zihnimden takvim. Sonra o yırtıktan geçti bütün zaman. O günden bu güne beni getiren zaman. Teninin kokusunu hatırlıyorum. Teninin kokusunu taşıyan kanını hatırlıyorum. Başının
Beni Yakışına
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.
Reklam
Mona Rosa - Sezai Karakoç
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona. Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar. Zaman ne de çabuk geçiyor Mona. Akşamları gelir incir kuşları, Konarlar bahçemin incirlerine.
Can alıcı noktalar ön plana çıkarılırsa Mondros anlaşma hükümleri
1. Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak ve buralardaki is-tihkamlar (siperler), Galip Devletler (İngiltere, Fransa ve İtalya) ta­rafından işgal edilecekti. ( Madde 1) 2. Türklerin elindeki savaş tutsakları ile özellikle tüm tutsak Ermeniler serbest bırakılacaktı. Fakat, Galip Devletler' in elindeki Türk esirler geri verilmeyecekti. (Madde 4) 3. Suriye, Irak, Hicaz, Yemen, Trablusgarp ve Bingazi'de Osmanlı kuvvetleri teslim olacaklardı. (Madde 16-18) 4. Kafkaslardaki Osmanlı kuvvetleri savaş öncesindeki sınırın gerisine çekileceklerdi. (Madde 12) 5. Toros Tünelleri işgal edilecek, bütün demiryolları, telsiz ve Telgraf kabloları galip devletlerin görevlileri tarafından denetlenecekti. (Madde 10, 1 2, 15) 6. Doğu illerinin altısında yani Erzurum, Van, Bitlis, Harput (Elazığ), Sivas ve Diyarbakır'da (Vilayat-ı Sitte) karışıklık çıkacak olursa, galip devletler buraları işgal edebilecekti. (Madde 24) 7. Bütün bunlardan da daha önemli olarak galip devletler, kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durum karşısında herhangi bir stratejik noktayı işgal etmek hakkına sahiptiler. (Madde 7) Aynca, Mondros Ateşkes Antlaşması'na ustalıkla yerleştirilmiş kimi maddeler de, doğal kaynaklara (kömür, petrol) ve denizciliğe ait ağır hükümlerin yanısıra, bakanlıkların galiplere her türlü bilgiyi vermesine ilişkin kurallar da vardı. Savaşı kazanan galiplerin, Anadolu 'yu bir uçtan bir uca işgal etmek niyetinde oldukları açıkca görülüyordu.
Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi,!. Kitap, Ankara, Bilgi Yayınevi, 1991, s.69. 4- Yenigün Gazetesi, 2 Kasım 1918, Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya Ka- dar, lstanbul, MEB Yayınlan, 1991, s.26 5- Ergün Aybars, Türkiye CumhuriyetiKitabı okudu
Ordular her yanda yenilmiş kardeşim, Kan ağlar beş cepheden memleket. Çekilmiş gibi tanrım bir ara üstümüzden, Sessizliğim büyümüş, Sağır yerler gökler, Sağır be hey. Mütareke yapmış sultan, Can uğruna pare pare etmiş vatanı. Kaçmış gitmiş güvendiğim paşalar hep, Yurt açık kalmış. Çökmüş omuzlarıma yedi düvelin zoru, Ağır be hey. Bilirim yorgunsun nice savaş yıllardan, Ayağın Hicazda kalmış, kolun Kafkasta. Belki başın da kopmuştur. Ama hemşerim göğsün var ya, Neden sesin çıkmaz, Bağır be hey.
Bir yiğitten daha üstün o erkek Tanrılarla eş benim gözümde o erkek ki yanında oturabiliyor sesinin tatlı yankısını, yüreğimi hızlandıran can alıcı gülüşünü yakından duyabiliyor. Birden karşıma çıksan, soluğum kesilir - dilim tutulur; ince bir alev dolanır derimin altında; gözlerim kararır, yalnız kendi uğultusunu duyar kulaklarım, ter dökerim; ürpertiyle sarsılır her yanım, kurumuş ot gibi solar rengim. Nerdeyse ölümle yüz yüzeyimdir, ama yoksulum, katlanmaktan başka elden ne gelir!
Sayfa 55 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Tevazu, dindar olmayan materyalist insanlar için can sıkıcı bir haslet. Gördük ki, bir toplum tevazu ve sabır olmadan ayakta kalamıyor."
Sayfa 281 - Everest YayınlarıKitabı okudu
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı. Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin, Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı. İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazli âhım da yandı. Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı. Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin, Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı. İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.