Tarihe konu olan Niyâzî‐i Mısrî'nin Osmanlı'ya Bedduası
Biri şudur: Kırım Savaşı’na karar veren Sultan Abd’ul’mecîd, bazı ulema ve şeyhlerin de duasını almak istemiş ve mabeyinci muhasibi Yahya’yı, devrinin meşhur şeyhlerinden Kuşadalı İbrahim Halvetî’ye bu maksatla göndermiş. Kuşadalı, hayattayken kendisine iyi davranılmayan ve Osmanlı aleyhinde bedduası bulunan, hatta “Osmanlı ‘nın inkırazı için dördüncü semâya bir kazık çaktım, benden başkası çıkaramaz” diyen ve ayağında bukağısı ile defnedilen Niyâzî‐i Mısrî kaddese’llâhü sırrahu’l azîzin gönlünün alınması gerektiğini söyleyerek üç kıl (başka bir rivayette üç anahtar) vermiş. Padişah, Yahya’yı 40 koyun ve bir koç ile birlikte Limni’ye göndermiş, bunlar kesilerek fakirlere dağıtılmış. Yâni, bir nevi özür dilenerek rızası alınmış. Mısrî’nin ayağındaki buka (pranga) çözülmüş. Savaş kazanılmış. Bukağı ile birlikte, orada bulunan ve getirilip tefe’ül edilen Niyâzî Divanı ‘ndaki şu esrarengiz ilâhinin anlamı da çözülmüş: Oldum İsmâil gibi teslim‐i Hakk etti hemin, İki bin yüz dahi yetmişbeşte bir kurban bana. Anladım zebh ‐i azîme bir işârettir bu koç, Hem beşârettir gele Yahyâ ile mihmân bana. Bununla ilgili diğer bir rivayette ise Sultan Abd’ul’mecîd, 1260’da Selanik’e giderken fırtınaya tutularak Limni’ye gelmiş, türbeyi ziyaret ederek bilgi almış, dua etmiş ve savaşın kazanılması için manevî himmet ve yardım istemiş, orada bulunan Niyâzî Divanının tefe’ülün de yukardaki beyitlerin geçtiği gazel çıkmış. Savaşın kazanılmasından sonra da koç kurban ederek, türbeyi tamir ettirmiştir.
Hakk şerleri hayr eyler Zannetme ki gayr eyler Ârif anı seyr eyler Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Nâçâr olıcak yerde Nâgâh açar ol perde Dermân eder ol derde Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Erzurumlu İbrahim Hakkı
Reklam
SİLSİLESİ
Niyâzî‐i Mısrî kaddese’lâhü sırrahu’l azîz, târikat silsilesini bizzat belirtmiştir. Mevâidü’l‐İrfân’ın 40. sofrasında bildirdiğine göre silsilesi şöyledir: Ümmî Sinan Halveti Eroğlu Abdülvehhâb Elmalı Halvetî Yiğitbaşı Alauddin Uşşâkî Niyâzî‐i Mısrî kaddese’llâhü sırrahu’l azîz Tacuddin Kayseri Molla Pîrî Erzincanî Seyyid
Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,
Tasavvuf yâr olup yâd olmamaktır Gül-i gülzâr olup hâr olmamaktır.
Bir ara açtığım ama kullanmadığım blog sayfamdan
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim: Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm) Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.