Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Kadının kaderi coğrafya değildir.
"Coğrafya kader midir?" Kadınlar için pek de öyle değil gibi.
Dünyanın her noktasında benzer senaryolar yaşayan kadınları bulmak epey kolay.
"modern" ya da "geleneksel" coğrafya kadınlar için geçerli değil.
Olivia ise şu an günümüzde modern sayılabilecek bir ülkelerden birisinde doğuyor, çoğu Türk kadını gibi
Elektra, Orestes'te daha anneyi öldürme işinden önce başlayan acıma duygusunu güçlü konuşmalarla yenmek zorundadır. Kuvvetli olan, korkusuz olan odur, genellikle erkeklere özgü eylem gücü olarak bilinen şeyler daha çok kendisinde cisimleşmiştir. Uygulamada bile etken bir payı vardır. Orestes'i kışkıtır; o, giysisini yüzüne kapatıp öylece kalırolduğunda, saplanacakkılıcıdabirliktealır.Orestes, nasıl Aigisthos'u öldürürken onun gözüne bakamamışsa şimdi de ölmekte olan annenin bakışına dayanamaz.
Kanlı eylem öncesi daha Klütaimestra ufukta göründüğünde, Orestes'i nasıl acıma duygusu, eylem son rası olacakların korkusu ve Apollon'un kehanetindeki bilge likten kuşkulanma kapladıysa, izleyen karşılıklı şarkıda da, yüreklerindeki nefret ateşi sömüş olan iki kardeşin nasıl öldürme eylemlerinin toplamında tanrısal buyruğun anlamına ilişkin derin kuşkuya düştüklerini ve ağır suçluluk duygusu altında nasıl ezildiklerini dinleriz. Demek ki Sofokles'te dıştalanmış olan suç sorunsalı, Aiskhülos ile hesaplaşma içinde yeniden ele alınmıştır.
Orestes ile Elektra Argos halkı tarafından öldürülmemek için her yolu denerler. Orestes anne katili olmanın uyandır dığı dayanılmaz vicdan azabını hafifletmek için ardı ardına Helene, Klytaimnestra ve Apollon'u suçuna ortak etmeye çalışır. Aiskhylos'ta gördüğümüz, adaletin koruyucusu mi tolojik canavarlar olan Erinysler burada bedensel ağrılara ve vicdan azabına dönüşmüştür. Orestes'in mahkemesi tanrılar nezdinde değil halk meclisinde görülür. Savunmayı bir tan rısal güç değil suçlunun kendisi üstlenir ve söz oyunlarıyla Menelaos'u ikna etmeye çalışır.
Kahramanlar arasındaki keskin zıtlaşmalar onların ka rakterlerini olduğu kadar dönemin ahlak değerlerini de gözler önüne serer. Menelaos Aristoteles'in vurguladığı gibi "hiçbir nedene dayandırılamayacak derecede kötü biri" ola rak resmedilir. Euripides'in İphigenia Aulis'te adlı oyunun daki Menelaos gibidir. Ağabeyi Agamemnon ile ters düştüğü noktalar yaşadığı dönemin ahlak çöküntüsüne ışık tutar.
219 syf.
·
Puan vermedi
İnsan kimi zaman bir dakikada bir yılda yaşadığından cok yaşar s.86. Netocka Nezvanova Fyodor Mihayloviç Dostoyevski.
Hasta anne , kendisinin üstün yetenekli olduğuna inanan , tutkuları icin her seyi mahveden üvey baba ve bu ailede yetişen Netocka Nezvanova. Bir kız çocuğun çocukluk ve ilk gençlik dönemlerini basarili psikolojik tahlillerle sunuyor okuyucuya Dostoyevski. Kahramanlarımız bütün Dostoyevski romanlarında olduğu gibi duygularını saplantilı ve uc boyutlarda yasayan histerik karakterler. Benlik , kimlik arayışından, Elektra kompleksine uzanan konular metne serpiştirilmiş. Okuyucu kitabın içine girdiği anda roman bitiyor. Cunku bu romanı yazarken Dostoyevski sürgün cezasına çarptırılıyor ve döndüğünde romana devam etmiyor. Devam etseydi nasil olurdu acaba dedim okurken ? Bir Suç ve Ceza ya da Karamazov Kardeşler? Bilemiyorum. Bu yarim kalmis haliyle bu romanların hicbirisi degil. Ama tamamlansaydi kesin olurdu. Eleştirmenler bu metnin Dostoyevski'nin ilk buyuk roman denemesi olduğunu söylemişler. Cok bilinen bir Dostoyevski eseri olmadığı gibi karakterlerin tahlili acısından eseri beğendim. Iyi okumalar.
160 syf.
·
Puan vermedi
Ama hayal ettiğim an asla gelmiyor. Böyle anlar hep ya çok erken ya da çok geç gelir. Ya farkına varamadan geçip gider ya da beklemekten vazgecildiginde gelir. Kızım Hakkında Her Sey. Kim Hye-Jyin
Aile nedir ? Toplumu oluşturan en küçük birim mi yoksa anne ve babalarının yaşayamadıkları hayallerini, isteklerini yetiştirdiği çocuklarda görmek istedikleri bir yapi mi? Iste bu sorular üzerinden şekilleniyor Kızım Hakkında Her Şey kitabi. Çocuklarımızın kendi geleceğini tayin edebilmesi, seçimlerini yapabilmesi icin onları ne kadar özgür bırakıyor ve bu yaptıkları tercihler konusunda saygı duyabiliyor muyuz sorusunu yazar, bize anne kiz çatışması üzerinden anlatıyor. Insanın yerleşik hayata geçmesiyle evrimlesmesinin en onemli aşaması olan "Homo economicus" kavramını, kadin kimliği üzerinden yeniden ele alıyor Kim Hye-Jyen. Huzurevinde hemşirelik yapan bir anne ile üniversitede akademisyen olan kizinin birbirine zıt dünya görüşlerinin, yaşam biçimlerinin ve önyargıların anlatıldığı bu metinde yazar, ölüm, yalnızlık ve yaşlılık gibi temaları da metnin icine yerleştirmiş. Kitabın yalın ve akıcı bir dili var. Dilinin akıcı olmasin da çevirmenin payı büyük. Kitabın çevirmeni @sevdabook 'a ayrıca teşekkür etmek isterim. Tarih boyunca mitlerde gördüğümuz Elektra ve Oedipus kompleksi sanata edebiyata konu oldu . Kızım Hakkında Her Şey bu alt metinlerin izinde konuyu modern dünyaya uyarlayarak, anne kiz çatışması söylemini, farkli bir acıdan ele alarak okuyucuya sunmuş. Farkli bir ülke edebiyati arıyorsanız Kızım Hakkında Her Şey kitabini okuyabilirsiniz . Herkese iyi okumalar
Hüzünlü Elektra
Yunan tragedyalarından, Sophocles'in ödüllü diyebileceğimiz bir oyun yazısı daha,
Olayın zamanı Agamemnon'un Troia savaşından dönüşünden sonrasında gerçekleşiyor,
Öncesinde İlyada'yı okumanızı tavsiye ederim, çok fazla bağlantı yok ama olay akışı açısından tamamlayıcı
Genel olarak önsözde bahsettiği gibi aile içi kan davası sonrası karşılıklı ölümler var,
Elektra, Agamemnon'un kızı ve onun başına gelenlere üzülüyor, duygusal durumu çevresinde şekilleniyor,
Kısa akıcı bir kitap
Babasına aşık bir kız olmak.
Elektra, Zweig kitabı kalınlığındaki bir yunan klasiği. Babası Agammenon'un, annesi ve aşığı tarafından katledilmesi sonrası çektiği acıya dikkat çekiliyor kitapta. Elektra kitabında hikayenin ilerlemesini değil karakterleri tanımaya çabalıyorsunuz. Sıkça yer alan kültürel öğeleri öğreniyor ve o dünyaya güzel bir şarkı ile ışınlanıyorsunuz. Antik yunan dünyasında kadın , anne, kardeş ve erkek olmanın örnekleri ile karşılaşıyoruz. Kitap ilk olarak psikolojiye ilgili iseniz sizi Elektra kompleksinin adını aldığı için sizi çekiyor. Bilmeyenler için. Psikolojide 3-6 yaş arası (fallik dönem) çocuklarının babaya aşırı düşkün olmaları ve anneyi rakip olarak görmeleri olarak tanımlanmaktadır. Oidipus kompleksinden sonra merak ettiğim diğer kitaptı. Bu iki kitapta aynı yazara ait. İki kitabı karşılaştırırsam Elektra duyguyu geçirmek konusunda daha başarılı idi. Belki de kadınların hareket edebilme konusunda kısıtlanması sebebi ile duyguya daha fazla ağırlık verildi. Kral Oidipus, ise daha çok serüven hikayesiydi. Güzeldi. Kısa sürede okuyabilirsiniz. Özellikle iş bankası yayınını tavsiye ederim bu tür Yunan klasiklerinde. Çünkü Azra Erhat tarafından yapılan çeviriler çok kıymetli bence. Kendisi aynı zamanda yunan mitoloji sözlüğünü de yazmış bir kişidir. Allah rahmet etsin.
Okur yorumlarına baktığımda kitaptan övgüyle bahsedenler kadar sert bir dille eleştirenler de var. Ben ise övgülerden etkilenip çok fazla beklentiyle başladım kitabı okumaya. Beklentimi karşıladığını söyleyemeyeceğim açıkçası.
Kitabımız 80'li yılların toplumsal ve siyasal ortamından bahsediyor. Feodal yaşam ve kültüründen modernleşmeye doğru bir geçiş süreci... Toplumsal yapıdaki değişimin sonucu olarak dağılan ve parçalanan aileler ve yaraları... Kahramanımız Nilsu'nun anlatımıyla tanıklık ediyoruz bu döneme. Bir solukta okunabilecek bir akıcılıkla yazılmış bir hikaye.
Diğer taraftan, okurken beni rahatsız eden bir kaç konuya da değinmek istiyorum. Diyorum ki mesela; keşke Nilsu'nun daha lisede okurken kendisinden on beş yaş büyük öğretmeniyle yaşadığı ilişki, biraz da olsa eleştirel bir dille yazılsaydı. Veya Nilsu'nun babasını gördüğü rüyadan hiç bahsedilmeseydi mesela. Bu elektra kompleksini kaç kişi bu boyutta yaşıyordur ki zaten Allah aşkına! Çünkü okur yorumlarına baktığımda ortaokul ve lise döneminde bu kitabı okuyan okur sayısı o kadar çok ki... Çünkü normalleştirilmiş anormallikler yüzünden modernlikten ziyade yozlaşmaya doğru o kadar hızla sürükleniyoruz ki!..
Yine de kalemine ve yüreğine sağlık diyelim sevgili yazarımızın. Kumral Ada Mavi Tuna kitabını çok sevmiştim, diğer kitaplarını da okumaya devam edeceğim. Ama bu kitabın çok da fazla lezzetini alamadım.
Sevgiyle ve kitaplarla kalınız...
Kitabın içerisinde; tutkulu aşk, ayrılık acısı, ölüm yası, boşanma stresi, aldatılma travması, şüphe, iktidarsızlık, vajinismus, elektra kompleksi, öfke, endişe, sosyal fobi, özgüven kaybı, paranoya, narsizim, bordeline, anti-sosyal kişilik, tükenmişlik sendromu, internet bağımlılığı, işyeri tacizi, ve mutsuz emeklilere dair başlıklar bulunmakta bunlara yönelik çözüm önerileri de mevcut. Geniş bir zamana yayarak okudum iyice sindirebilmek adına. Empatik açıdan da bakabilmenizi sağlayan bir eser. Tavsiye ederim.
