Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
HER BİBLİYOFİL MUTLAKA OKUMALI
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Irene Vallejo’nın Papirüs - Antik Dünyada Kitapların İcadı kitabını okuduğumda benim hayat felsefemi özetleyen yukarıda paylaştığım Ataol Behramoğlu’nun bu muhteşem dizleri geldi aklıma. Bu dizlerin temelinde her şeye duyulan merak
6'dan 66'ya – Bir Ömre Sesleniş Dergisi 2. Sayı: ÜMİT!
“İlk olarak ümidin, insanı hayra ulaştıran iki duygudan biri olduğu anlatılıyor İhya’da. Diğer duygu ise korku!” (s. 28)
İlk sayısında “korku” kavramını ele alan dergi bu sayısında ise “ümit” kavramı ile okurlarının karşısına çıkıyor. Birbiri ile ne kadar ilişkili iki kelime değil mi korku ve ümit? Her ikisi de 21. yüzyıl insanının derinden
İnsanın acısını insan alır
Her ne kadar ben insanın acısını insanın arttırır diye tecrübe etsem de Şükrü Erbaş’a yürekten katıldığım da doğrudur. “Bir gün ölümden önce, insanın acısını insan alır, gülün sesi gül kokar “ gibi eserleri tek kitapla toplayarak insanın acısını insan alır (bütün yazıları 1) Şekilde derlenmiş bu kitabı okurken neredeyse bütün sayfalarda altı Çizilesi cümleler ile karşılaşıyorsunuz hatta bir süre sonra tüm sayfanın altını çizdiğini fark edip çizmeyi bıraktırıyor insanı. Genel hatlarıyla düşünce yazıları Ve 90’lı yıllarda dergilerde yazdığı yazılardan oluşan kitap gülün sesi gür kokar bölümünde nazım Hikmet, Pablo Neruda, Orhan Veli, Gülten Akın Cezmi Ersöz ve Cahit külebi’nin de aralarında bulunduğu 15 şair ve yazarın eserleri ve yaşamları hakkında kısa bilgiler veriyor
Sıcacık bir dost
Bu muhteşem kitaba, nereden başlasam, hangi kelimelerle anlatsam az gelicek biliyorum. Uzun zamandır böyle içten, böyle duygulu bir sohbette bulmadım kendimi; sanki candan bir dostla sohbet ediyormuş hissi veren, her satırı sizi alıp götüren, her satırından yaşanmışlıklar akan, sizinle aynı acıları, aynı eksiklikleri paylaşan sıcacık bir dost
Düz yazılarıyla bir çok yere değinen Şükrü Erbaş’ın okuduğum ikinci kitabı. Bazı kitapları kapağındaki resim, bazılarının ise kapağındaki ismi dikkatimizi çeker önce. Bu kitapta öyle oldu benim için. Fazla anlamlı buldum kitabın adını. İçeriğinin de öyle olması beni mutlu etti. Dizeler arasında kayboluyorsunuz.
Kitap ‘Bir Gün Ölmeden Önce’, ‘İnsanın Acısını İnsan Alır’ ve ‘Gülün Sesi Gül Kokar’ adlı üç bölümden oluşuyor. İlk iki bölümde yalnızlık, şiir, aşk, sevgi, ölüm ve acı üzerine yoğunlaşılmış. Üçüncü bölümde yine şiirle birlikte; yazar, şair, edebiyat, yazmak, sanat, gibi konulara yer vermiş. Aynı zamanda Nazım Hikmet, Pablo Neruda, Cahit Külebi, Gülten Akın, Cezmi Ersöz gibi başka yazarlara da yer verilmiştir.
“İnsanın en büyük hazinesi, ona en büyük acıyı çektiren yüreğiydi ve gökyüzünü içine alacak kadar genişti.”
“İnsana verilecek en büyük ceza, sınırlı bir hayatla sonsuzluğu kavrama yetisi olsa gerek.”
“Çağdaş insanı bu tükenişten, ancak okumak ve sanat kurtaracaktır.”
Hem Şükrü Erbaş için hem de diğer yazarların eserlerinden tadımlık alıntılar için okunmasını tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
·
Puan vermedi
Balat’ın sokakları… İnişli yokuşlu… Yıkılmak üzere olan harabe, metruk evler, terk edilmiş, bomboş… Viranelerle yan yana, yıkılmak üzere olan, harabe ama hâlâ yaşayan evler… Cumbalar arası karşılıklı gerilmiş iplerde rengârenk çamaşırların dalgalandığı, yaşayan evler… Rüzgârla dalgalanan bu rengârenk çamaşırlar, o evlerin yaşam bayrakları sanki… *Her şeye rağmen biz hâlâ varız, yaşıyoruz.* diye haykıran bayraklar. Bu bayraklar altında oynayan çocuklar, fütursuz, kaygısız, neşeli… Bir de Rıfat gibileri var umarsız, kaygılı ve mutsuz
Teke ayının 3.betiği (2021 yılında okuduğum 56.betik)
İki yıldır içinde bulunduğum Esrarengiz Hikayeler platformu e-öyküden öykü seçkisine geçme dönemine "Tuhaflıklar"ıyla geçti. Bu habere çok sevindim. Hayran kurgu kalem olarak bu seçkide yer almasam da okur olarak ilk okuyan oldum. Gelecekte Hayran Kurgu Cildi olursa orada olmayı çok istiyorum. Güçlü öykülerin yoğun olduğu seçki de hiç
hamiyyet gamz eden bir pâk alın her kimde gördünse,
“bu bir câni!” dedin sürdün, ya mahkum eylendin hapse.
müvekkel eyleyip câsûsu her vicdana, her hisse,
düşürdün milletin en kahraman evlâdını ye’se…
ne mel’unsun ki rahmetler okuttun rûh-i iblis’e
-“ortalık şöyle fena, böyle müzebzeb işler,
ah o yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer,
âkıbet çok
Şükrü Erbaş'ın Bütün Yazıları başlığı altında toplanan 1. kitabını okuyup bitirdim. Kolay olmadı. Zaten bir solukta okunabilecek, tek okumada anlaşılabilir açıklıkta bir kitap olmadığını bilerek başlamıştım. Yine de severek okudum ve dilimizin ne kadar da güzel, ne kadar katmanlı, şiirimizin çok önemli, şairlerimizin nasıl da cefakâr, özverili olduğunu bir daha anladım.
Kitap 3 ana başlık altında toplanıyor.
1. bölüm Bir Gün Ölümden Önce
Burada 27 harika deneme okudum, okuduğumu anlamak için cümleleri tekrarladım.
2. bölüm İnsanın Acısını İnsan Alır
Yazarın 1995 yılına ait yazılarını içeren bu kısımda artık kişisellikten uzaklaşıp biraz daha toplumsal konulara eğildiğini görüyoruz.
3. bölüm Gülün Sesi Gül Kokar
Bu bölüm de ağacın dalları gibi kendi içinde ikiye ayrılıyor.
1/ Şiirin Sesiyle başlığı altında yazı ve yazarlık, şiir ve sanat, edebiyat ve şair tipleri, ilham ve imgeden bahseden yazarın Yarın, Fayton, Özgür Ülke gibi dergilerde yayımlanan yazıları yer alıyor.
2/ Kitaplardan Esen bölümde ise Nâzım Hikmet'le başlayarak, Orhan Veli, Cezmi Ersöz, Gülten Akın gibi pek çok isme değinerek onların edebiyat, şiir, özel yaşamlarına dair açıklamalar yapıyor.
Türk edebiyatını seven ya da sevmek isteyenler için zor da olsa harika bir kitap. Zaten yazarın da söylediği gibi "şiir varlıktır."