Televizyon farklı kültürleri hiçe sayan programları, her programda gizli veya açık, batı kültürünü ilmek ilmek işlemesiyle tek merkezden yönetilen ve dış beslenmeyle güç bulan bir kültür pazarlama aracıdır.
"Kumanda elinde, değiştirirsin" mazereti de kumandanın kumandasına girmiş ellerde yok olup gitmiştir.
Bugün televizyon evimizdeki yabancıdır. Batının kepaze hayatını ve bozuk kültürünü evimizin içine kadar taşıyan misyoner bir araçtır. Toplumu dejenere etme yolunda batının keskin kılıcı görevini üstlenen televizyon karşısındaki insanları kimliksiz kişiliksiz yığınlar yapmak istiyor.
Bir avuç medya patronları toplumun yaşama ve düşünme biçimini belirliyor. Okuma ve araştırma alışkanlığının çok az olduğu toplumumuzda medyanın sunduğu hayat tarzına tepkisel bir davranış göremiyor, aksine bu sunumu teslimiyetle karşılıyoruz. Bu evdeki yabancı insanların hayatlarına öyle sinsice, öyle illüzyonist bir şekilde girmiştir ki, aileleri ne kadar kalabalık olursa olsun kişiler adeta televizyon karşısında uzlete girmiş, yalnızlaşmışlardır.
Yabancıyla ünsiyet, onları kendilerine, ailelerine, değerlerine ve öz kültürüne de yabancı kılmıştır.