Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Edep Ya Hu
Osmanlı devrinde yaşamış arif ve meşhur şair Yusuf Nâbî (rah.), 1678 yılında bir kafile ile hac yolculuğuna çıkmıştı. Kafilede devletin ileri gelen paşaları da bulunuyordu. Kafile Hicaz bölgesine girince Hz. Peygamber'i (s.a.v) ziyaret aşkı Nâbî'yi iyice sardı. Öyle ki vücudu bir hoş oldu, uykusu kaçtı, hiç uyumadı. Bir gece yarısı
Sayfa 144Kitabı okudu
Adı İlhan Berk Olan Şiir
Nurullah Ataç çeliştirmen Tahir Alangu soruşturman Cevdet Kudret deriştirmen Suut Kemal çekiştirmen Mehmet Kaplan uyuşturman Sabahattin Eyüboğlu yetiştirmen Orhan Burian barıştırman
Sayfa 190 - YkyKitabı okudu
Reklam
202 syf.
·
Puan vermedi
Çok iyi bir şair olmanın yanı sıra felsefe, sanat, bilim, matematik ile ilgilenir. Rubailerini okuduğunuzda o çoksesliliği görürsünüz. Okudukça zihninizde mantıklı bir zemine oturtmak için adeta kendinizle savaşırsınız. Dikkatimi çeken şey ise islamın en katı zamanlarında(11. yy) dini eleştirmesi, sorgulaması ve zamanının çok ötesinde bir mantalite ile bunu rubailerine yansıtması. İğnelemeyi adeta nakış gibi işlemiştir dizelerine. İçin temiz olmadıktan sonra Hacı hoca olmuşsun kaç para Hırka, tespih, seccade güzel ama Tanrı kanar mı bunlara! Adeta günümüze atıfta bulunmuş gibi değil mi? Okudukça aynı dönemde yaşamamanın pişmanlığını yaşarsınız. Her ne kadar dinsiz ve ayyaş olarak tanınsa da bir kadeh şarap ile okunası. Sen bu dünyanın sırrına eremezsin Erenlerin dilini de sökemezsin Öyleyse iç şarabı, cennet et dünyayı Öteki cennete ya girer ya giremezsin. An'da kalmayı, mutluluğu stoacı bir yaklaşımla ele almıştır. Bana göre herkesin kitaplığında olması gereken yüce bir şair.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,5bin okunma
622 syf.
·
Puan vermedi
Oblomov bunaltıcı biri. Hele de bu tiplerden hiç haz etmiyorsanız daha da bir bunaltıcı. Hepimizin hayatında Oblomovlar vardır mutlaka.. tembel soylular.. çözümsüzlük odaklı insanlar.. insanı deliye döndürecek kadar aciz yaratıklar. Bazen bunlar asla kurtulamayacağınız konumda bulunabiliyorlar. İşte o zaman güçlü bir kişilikseniz kendinize acımıyor fakat içinize saklanıyorsunuz. Onlar olmasa belki hiç gün yüzüne çıkmayacak meziyetlerinizi keşfediyorsunuz. Hayatınızı kararttıklarını düşünüp kendinizi kışkırtmak yerine diyorsunuz ki; 'O olmasaydı ben hiç böyle olmayabilirdim... ve bir soru karşınizda beliriyor; onunla kazanımlar mı, onsuz hüda-i nâbi olmak mı?' Hayır ..züğürt tesellisi degil... fırsatı ganimete çevirmekten söz ediyorum. Malumunuz sabredince acılar insanı insan yapıyor... Pavarotti'nin hayatıni anlatan belgeseli iki kez izleniştim. Pankreas kanserinden ölmüş ve son sözleri şöyle olmuş: ''Çok mutlu yaşadım, bedelini ödüyorum.'' Belki diyorum Oblomovlar yaşarken sizi ''Pavarotti''lere dönüştürecek bedeller oluyor. Elbette Oblomovluk'un sosyolojik okuması da olabilir..meselâ yıkılan bir imparatorlukta âtıl hâle dönüşen soylular..fakat ben böyle okumuyorum.. bana kalırsa bu ruh halinin öyle sosyolojiyle mosyolojiyle pek açıklanacak durumu yok..çünkü ortada her hangi bir çaba yok. Hafazanallah.. bunlar insanın enerjisini, motivasyonunu emer, güve gibi yiyerek kendilerini besler, sizi de diri diri gömerler. Bunlara karşı mesafe koymak, cezbesi varsa da kapılmamak, bir yaşam standardı belirlemek gerek. Boşa geçen hayatlar.. oysa ömür çok değerli bir fırsat...
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,6bin okunma
202 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
İçin temiz olmadıktan sonra Hacı hoca olmuşsun, kaç para! Hırka, tesbih, post, seccade güzel: Ama Tanrı kanar mı bunlara?
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
riyaziyyata, astronomiyaya, fəlsəfəyə və şeirə verdiyi töhfələrlə tanınan fars dahisidir. Yazmış olduğu rübailərlə şöhrət qazanmışdır.
Dörtlükler
Dörtlükler
kitabında demək olar hər misrada şəraba olan sevgisini görürük. Eyni zamanda dini sorğuladığı rübailərini də vurğulamaq lazımdır. İllər əvvəl Azərbaycan dilində oxuduğum rübailərini bu dəfə türk dilində tərcümədən oxudum və yenə eyni həzzi aldım.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,5bin okunma
Dostumuzla beraber yaralanır kanarız Her nefeste aşk ile Yaradan'ı anarız Erenler meydanına vahdet ile gir de gör Kırk budaklı şamdanda, kırkımız bir yanarız.
Reklam
İlim, irfan mürşittir karanlıkları koğar. İnsanları cehalet, gaflet bunaltıp boğar. Gönüllerde parlayan, o saadet güneşi, Şark ile garp'den değil, gerçek inançtan doğar.
Eğer hakka talipsen, her an ona doğru ak Kainat kitabına, irfan gözü ile bak. Yolumuzun esası, çalışmaya bağlıdır. Ayağa kalkacaksan, bari hizmet için kalk.
Malım, mülküm, servetim, hepsi evde kaldı Oğlum, kızım, akrabam, geçtiğim yolda kaldı Dostlarımdan birisi, benden hiç ayrılmadı Allah için yaptığım iyilikler bende kaldı.
40 yıllarında, edebiyat çevrelerinde, ikisi iktidardan yana, ikisi iktidara karşı, dört ayrı grup vardı, iktidar dediğim faşizan İnönü (CHP) diktası. Bunlar birinci kademede, Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Yaşar Nabi aracılığıyla, Garip üçlüsünü; Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet'i tutuyorlardı, ikinci kademede, Suut Kemal Yetkin'in 'himayesinde' görünen Behçet Necatigil, Cahit Külebi, Oktay Akbal, Salâh Birsel, Fahir Onger, Naim Tirali ve Fazıl Hüsnü yer alıyordu. Bu iki grup CHP diktasının 'resmi' sanatçılarından oluşmuşlardı. İktidara yandaştılar. Karşı yanda ise, solda sosyalistler ve aşırı sağda ırkçı/turancılar yer alırdı. Sosyalistler arasında, Niyazi Akıncıoğlu, Ö. F. Toprak, A. Kadir, Suat Taşer, Cahit Irgat, Mehmet Kemal, Rıfat Ilgaz, Sabri Soran vb. sayılabilir. Ben, Ahmet Arif, Arif Barikat (Damar), Şükran Kurdakul, bu takımın şair adayları arasındaydık. 1946 armağanının ilginç yanı, sosyalistlerden birinin, CHP yandaşı iki şair, Cahit Sıtkı ve Fazıl Hüsnü arasında yer almış olmasıydı.
126 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.