öyle güzel ecdadımız var ki.. öyle ince düşünceli, yumuşak kalpli, siyaseti layıkıyla yapıp, saygıyı, tok gözlü olmayı ilke edinmiş ecdadımız.. Bilge Vezir Hasan (Nizamülmülk)..
Kitabın sonlarına doğru gözyaşlarıma hakim olamadım, ecdadım öyle güzel huyluymuş ki.. öyle güzel anıları varmış ki... hiç sıkılmadan öylece okudum.. yaşamış olduğu olaylar öyle etkileyici ki, her cümlesi öğüt niteliğinde.. Ülkeyi idare edişi, halkına, askerine bağlılığı( halkına öyle bir bağlı ki ölümü bir suikast üzerine oldu fakat herkes biliyor ki Bilge vezir güçsüzün yanındadır, “
Efendim bize yardım edin çok kötü durumdayız” diyerek gelen bir çocuğa “maruzatın nedir?” derken hançerlendi..burada gözyaşlarıma hakim olamadım, iyiliği ile yardımseverliği ile vefat etti Bilge vezir, ne büyük bir şeref.) dinini benimseyişi, insanları ayırmadan gözetişi.. idol olacak nitelikte.. okuduğumda abartı olduğunu düşünmedim hiç, o dönemler, bu dönemler gibi değil çünkü.. sürekli kendini çeşitli ilimlerde geliştiren bir zattan bahsetiyoruz hiç bu dönem ile kıyaslanır mı? Acaba dedirtmedi kitap bana, tüm samimiyetle okudum her satırı.. benimseyerek, yaşayarak..
Bilge vezir öyle bir vezirmiş ki bitirdim kitabı ama şu kitapta yazılanın belki bin katıdır yaptıkları.