Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Malan Barkırın -Evlerini Yüklediler
Bu kitaba bir inceleme yazma sorumluluğu hissediyorum. Bu kitap bir ülkenin hafızası gibi, aslinda "ötekilerin" hafizasi. Bu kitapta süryanilerin, Ezidilerin, Mihellemilerin, Kürtler'in zorunlu goc öyküleri ve acı dolu tanıklıklar var. Bu calismanin cok degerli olduğunu dusunuyorum. Neden mi? Bilinmeli... Köylerinden çıkmak
Malan Barkirin
Malan BarkirinEmine Uçak Erdoğan · İthaki Yayınları · 201413 okunma
194 syf.
·
Puan vermedi
Baharı Gelmeyen Uzaklar
Hakkâri’de Bir Mevsim, bir köy evreninden bir coğrafyanın hikâyesini anlatır. Ferit Edgü, yaşamından izler taşıyan romanında bir deniz kazası sonucu hiç bilmediği diyarlara gelen bir denizcinin hikâyesini anlatır. Deniz kazası, sürgünlüğü ya da mecburiyeti gizlemek adına kullanılan bir metafordur. Kazazede, bir sürgündedir esasında, kendi iradesi dışında bilmediği uzak diyarlara gelmiştir; “Hak kentinin, Pir köyündedir”. Bilmediği, tanımadığı insanların arasındadır. Daha önce hiç duymadığı bir dili konuşur insanlar. Bilmediği bir kültür, deneyimlemediği bir yaşam vardır. Bu durumu başta yadırgasa da ondan kaçmaz, “Onlara dilimi öğretmek yerine onların dilini öğrenmeyi, onların dilinden konuşmayı denedim.” diyerek yeni yaşama uyum sağlamaya koyulur. Muhtarla anlaşmaya varıp köyün çocuklarına öğretmenlik yapmaya başlar, bir yandan dil öğrenir öte yandan dil öğretir. Ortak yaşamın ilk taşları böylece döşenir. Kaldığı uzun kış mevsimi boyunca yeni yaşama giderek uyum sağlayan kazazede, kaybettiği aidiyet bağlarını yeniden kurar. Yeni yaşam yoklukları, sunduklarıyla bir yüzleşme ve değişim imkânı sunar. Karlar eridiğinde köye gelen müfettiş artık “özgür” olduğunu söyler, okulu kapatıp gidebilecektir. Nihayetinde “her şeyin bir sonu vardır, sürgünlüğün, hastalığın, mapusluğun bile”.
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,2bin okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Çok ilginç bir eser. Abbasi Devleti'nin Moğollar tarafından yıkılmasından sonra hanedan üyelerinin bir kısmının Hakkari bölgesine gelerek burada kurdukları beyliğin tarihini anlatıyor. Osmanlılarla beraber onlara tabi bir konuma gelen beylik 1800 lü yılların ortasına kadar varlığını sürdürmüştür. Bölgenin Kürt ahalisi İrisan beylerinin halife soyundan gelmeleri ve Hz. Muhammed'e akraba olmaları dolayısıyla itaat etmişlerdir. Osmanlı-Safevi savaşlarında bağlı oldukları Osmanlıları desteklemişler, Şiiliğin Doğu Anadolu'ya girmesine karşı set olmuşlardır. Kürt tarihi için önemli bir eser. Yazar bu kitabı dönemin birincil kaynaklarından yazdığı ve geriye kalan vakfiyeler, mezar taşları, arşiv belgelerinden tezini desteklediği için bilimsel bir hüviyete sahip bir kitap. İlgilenenlerin okumasını tavsiye ederim.
İrisan Beyleri
İrisan BeyleriDündar Alikılıç · Tarihi Düşünce Kitapları · 20063 okunma
Misal, Hakkari'de bazı taşlar bulundu. 4 bin yıllık taşlar. Bunlar "Çıplak Elli Savaşçılar" diye anılıyor. Bu taşlar, mezar taşları Orta Asya'daki mezar taşlarına çok benziyor...
At yolu biliyor. Çukurları, taşları. Ağır ağır ilerliyor; ağır ağır, ama sekmeden, en daracık keçi yollarında. Haritasını biliyor gittiği yolun. At götürüyor bizi, at buluyor yolumuzu. At buralı, biz değiliz.
Sayfa 54 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
At yolu biliyor. Çukurları , taşları. Ağır ağır ilerliyor ; ağır ağır , ama sekmeden , en daracık keçi yollarında. Haritasını biliyor gittiği yolun. At götürüyor bizi , at buluyor yolumuzu. At buralı , biz değiliz.
Sayfa 52 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
At yolu biliyor. Çukurları, taşları. Ağır ağır ilerliyor; ağır ağır, ama sekmeden, en daracık keçi yollarında. Haritasını biliyor gittiği yolun. At götürüyor bizi, at buluyor yolumuzu. At buralı, biz değiliz.
Sayfa 52 - Sel, 34.baskıKitabı okudu
At yolu biliyor. Çukurları, taşları. Ağır ağır ilerliyor; ağır ağır, ama sekmeden, en daracık keçi yollarında. Haritasını biliyor gittiği yolun. At götürüyor bizi, at buluyor yolumuzu. At buralı, biz değiliz.
Sayfa 73 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Antalya yöresinde Karain ve Öküzini mağarala­ rının duvarları ile bu mağaralar ve Beldibi Ma- ğarası’nda bulunan yassı çakıl taşları üzerine gravür tekniğiyle çizilmiş hayvan motifleri din, büyü ve sihirle karışık bir sanatsal yaklaşım ile ilerlemiş bir av kültürünün ortaya çıkmaya başladığına işarettir. Mağara resimlerine Adıyaman yakınların­ daki Palanlı ile Kars yakınlarındaki Camuşlu' da da rastlanır. Burada mağara duvarlarına daha çok yaban keçisi ve geyik betimleri işlenmiştir. Ayrıca Van-Hakkari bölgesindeki Tirişin Yay- lası'nda ve Cilo dağları üzerindeki Gevaruk’ta vurma tekniğiyle yapılmış binlerce kaya resmi bulunmaktadır; ancak bir yerleşmeye bağlı olmayan bu türde resimlerin tarihlenmesi ol­ dukça sorunsaldır.
At yolu biliyor. Çukurları, taşları. Ağır ağır ilerliyor; ağır ağır, ama sekmeden, en daracık keçi yollarında. Haritasını biliyor gittiği yolun. At götürüyor bizi, at buluyor yolumuzu. At buralı, biz değiliz.
Sayfa 52
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.