FERİD (KÂM) BEY...
(Mustafa Sabri Efendi, tercüme bahsine, şu ifâdelerle devam etti) - "Birçok kimse kitap tercüme eder. Fakat tercüme ettiği kitabın mevzuunu ya anlar, ya anlamaz. ben bunun bir misâlini Ferid (Kâm) Bey'de gördüm. "Vahdet-i Vücud" diye kitap yazmış, ama vahdet-i vücudu anlamamış. Ferid Bey, o güzel şiirleri yazan adam, o güzel konuşan adam. Vahdet-i vücud zaten insana tuhaf gelen, garip gelen bir mesele. Bunun bizim dinimize muhalif düşen tarafı panteizm, "Her şey Allah'tır" demek. Vahdet-i şuhud ile Vahdet-i vücud karıştırılıyor... Her şey fânidir
Sayfa 46 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Elmalı'lı Hamdi Efendi, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
ELMALI'LI HAMDİ EFENDİ...
Şeyhü'l-İslâm bir keresinde Elmalı'lı Hamdi Efendi'nin îmânından, zekâsından, çalışkanlığından bahsederken şöyle demişti: "Hamdi Efendi'ye hangi meseleyi verirseniz verin, içinden çıkar, üstesinden gelir..." Kendisiyle birlikte bulunduğumuz bir mecliste: "Hamdi efendi, senin bir Fransızca'n vardı. Biraz daha ilerletsen de, mütercime falan ihtiyacımız kalmasa... "dedik. Bunun üzerine, altı ay bir gayret etti; Fransızca'yı ilerletti ve bir felsefe tarihi olan "Metâlib ve mezâhib"i tercüme etti. Hamdi Bey bir şey yazarsa veya tercüme ederse, o meseleyi allak bullak eder, derinleşir, tetkik ve tahlil eder, tenkid eder...
Sayfa 46 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Elmalı'lı Hamdi Efendi, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dava Adamı...
Mustafa Sabri Efendi merhumun ziyaretine ilk defa 1940'da gitmiştim. 1945 sonuna kadar, kendisine sık sık gittim. Bu beş altı sene boyunca, hep aynı iskemlelere oturduk. Ortada küçük bir seccade vardı. Hiçbir şey değişmedi Bütün derdi, mevzuu, konuşması, devamlı sûrette, ilim, irfan, dâvâ ve dertlerimiz idi. Bir kere olsun kendi şahsî sıkıntısından, derdinden bahsettiğini görmedim. Sabri Efendi, ekseri hocalar gibi, yalnız dinî ilimlerden değil, her şeyden bahsederdi...
Sayfa 46 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Dâvâ Adamı, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Geçmişle ilgili üzüntülerin mi var? Üzüldün diye o hatıralar yeniden düzenleniyor ve tamir ediliyor değil. Biliyorsun ki şimdiki sorunlar ağladın, sızladın, feryat ettin diye yoluna giriyor da değil.
Sayfa 126Kitabı okudu
MÜBDELÂ-YI GAMA SOR!..
(Mustafa Sabri Efendi, İT'çıların evine baskın yaptıkları gece, evden kaçışında başına gelenleri anlatıyor) "Yâhu geceler de ne uzunmuş! Edebiyatta ibret alınacak ne beyitler vardır... İnsan ancak başına gelince anlıyor: "Şeb-i Yeldâyı muvakkitle müneccim ne bilir, Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat..." Gecelerin kısa mı uzun mu olduğunu, takvimi yapanlar, yıldızlara bakıp vakti hesaplayanlar bilmez. Sen onu dertliye, hastaya, kaçana, saklanana, hapistekine sor...
Sayfa 40 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Geceler Kaç Saat, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Hatıralar lafa tutuyor insanı bir sokağın başında birdenbire büyük bir dalgınlık oluyor hayat
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.