Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1936'da Himmler ırksal elite, yani SS erkeklerine mensup olduğu düşünülen erkeklerden çocuk sahibi olan annelere yardım etmek ve böylece kadınların kürtaja başvurmala­rını önlemek için başka bir örgüt kurdu. Lebensborn bir zorunlu üre­me kurumu ya da bir SS bordello'su değildi. Dayalı döşeli doğum has­taneleri kurdu (Almanya'da yedi, daha sonra Norveç'te altı, Belçi­ka ve Fransa'da birer tane). Almanya'da 1936'dan itibaren 2.000 ka­dar kadın bu evlerde doğum yaptı (ayrıca savaş sırasında işgal edi­len Norveç'te 6.000 kadın) ve bunların üçte ikisi evli değildi. Doğu­mevine kabul edilmeden önce kadınlar kendilerinin ve bebeklerin babalarının etnisite ve soyları açısından incelemeye tabi tutuldular. 1939'da başlamak üzere Almanya'daki doğumevleri, doğuda fethe­dilen topraklarda ebeveynleri öldürülen ya da kaçırılan "değerli" çocukları barındırmak için kullanıldı.
"Ve tabii sen de bu arada," diye sürdürdü sözlerini, "umudunu kaybetmemelisin. İnan bana, bu durumda olan bir tek sen değilsin. Bugün atının sırtına atlayıp, evinin yolunu tutması gerekirken, uzak diyarlarda tütün çapalayan bir sürü adam var. Bazen kimi hayatlar, en iyi durumda bile, birbirinin tekrarıdır. Beni düşün mesela! Sence ben, mal mülk sahibi bir adamın, neredeyse doktor sayılabilecek kadar bilgili oğluna benziyor muyum? Öyleyken, gelmiş burada Hoseason denilen şu herife uşaklı ediyorum işte." Ondan nazikçe, kendi hayat hikâyesini anlatmasını rica ettim. Yanıt olarak upuzun bir ıslık koyuverdi. "Benim anlatmaya değer bir hayatım olmadı hiçbir zaman," dedi. "Aklım fikrim eğlenmekteydi, hepsi o kadar." Sonra da hızla baş kasaradan çıkıp gitti.
Reklam
Orada yattığım günlerde, bu insanlardan, onları Ferry rıhtımında ilk gördüğümde, pis yaratıklarmış gibi uzak durduğumu ve başlangıçta haklarında ne kadar önyargılı davrandığımı hatırlayınca, kendimden utandım. Aslında kötü insan diye bir şey yoktu, bu adamların da herkes gibi iyi ve kötü yanları vardı yalnızca. Evet, kaba saba ve acımasızlar, bu doğru, ama bunun yanında pek çok erdemleri de vardı. Yeri geldiğinde, benim gibi basit bir köy delikanlısın bile etkileyecek kadar şefkatli ve dürüst olabiliyorlardı.
Alt tarafı yalnızca bir gemi kaptanıydı, ama o güne kadar, böylesine kendinden emin, böylesine gayretkeş ve serinkanlı olanını mahkeme kürsüsünde bile görmemiştim doğrusu.
Günler geçtikçe korkum artıyor cesaretim kırılıyordu Öyle ki beni Bunları düşünmekten alıkoyduğu için yaptığım işlerden bile hoşlanır hale gelmiştim
Cesaretine büyük hayranlık duysam da, kendini beğenmişliğini bir o kadar gülünç buluyor, her an kahkahayı basmamak için kendimi zor tutuyordum tutuyordum; Çünkü tutmasam kim bilir nasıl da kızar kıyametleri koparırdı herhalde.
Reklam
Keşke hep kendini değil de, biraz da başkalarını düşünebilsen Alan Breck! Kim bilir belki başkalarını biraz daha fazla düşünürsen, sürekli Kendi hakkında konuşmaktan vazgeçersin.
ÇOCUK KÜSKÜNLÜĞÜ...
- "(...) Ve biz insan olarak âlemde, bize koklatılıp kaçırılan bir şeyin ardında çabalıyoruz... Rüyâda gördüğü yeri, uyanıkken bulamayınca şaşıran çocuk küskünlüğü..."
Sayfa 221 - 11.Levha, (Ocak Kızıştı), -Aktör- İBDA Yayınları.Kitabı okudu
496 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
"İğrenç, değil mi?" "Ne?" "İyi adamlarla çevrili bir şekilde büyüdüğünü düşünürken kötü adamlarla yaşıyor olmak." Herkese selam dostlarım günün ikinci inceleme postu ile karşınızdayım Bazı yayınevleri vardır ya hani ne çıksa gözüm kapalı alır okurum dediğiniz @salonyayinlari da benim için öyle bugüne kadar
Evreni Yutan Çocuk
Evreni Yutan ÇocukTrent Dalton · Salon Yayınları · 201991 okunma
261 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sineklerin Tanrısı Kitap Yorumu
Az önce bitti Sineklerin Tanrısı. Açıkçası biraz moralim bozuk, biraz kaldıramadım bu kitabı okumayı. Kitapta küfür görmeyi, taciz-tecavüz içeriklerini hiç sevmediğimden bahsetmiştim öncesinde. Bu hoşlanmadığım konulara bir yenisini daha ekledim: Acımasız çocuklar. Çocuklara saflığı ve iyiliği yakıştıran biri olarak vahşileşmelerini, tıpkı yetişkinler gibi acımasız olmalarını kaldıramadım. Kitap, atom savaşından kaçırılan bir grup çocuğun uçağının ıssız bir adaya düşmesiyle buradaki mücadelelerini anlatıyor. Çocukların arasında yüzde yüz iyi olan Simon da var sadece kötülükle beslenen Roger de. Otorite meraklısı vahşi Jack de var otoriteyi kurmaya çalışan fakat bir yandan sağ duyuyu elden bırakmayan Ralph da. Bir de Domuzcuk lakabını taktıkları ve adını hiç öğrenemediğimiz küçük çocuk da var ki o beni çok üzdü. Sineklerin Tanrısı herkesçe çok övülen, gerçekten güzel alt mesajları olan bir kitap olsa da ben okumaktan zevk alamadım. Kalbim kırık kapattım kapağını.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,7bin okunma
427 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.