Çeşitlilik yerine tek tip bankacılık:
İslâm bankacılığı konusunda yazılan ilk kitap ve makalelerden başlamak üzere yazarlar, tek tip banka yerine farklı vazifeler gören ve muhtelif ihtiyaçlara cevap veren çeşitli bankalardan söz etmişler, çeşitliliğin faydalarını ısrarla vurgulamışlardır. Bu cümleden olarak yardımlaşma kooperatif, dernek ve şirketleri, karşılıksız hizmet veren devlet bankaları, zirâat, ticaret, konut, sanâyî gibi sâhalara mahsus ayrı bankalar, mahallî tasarruf bankaları, uluslararası kalkınma ve yatırım bankaları... üzerinde durulmuştur. Mümkün bulunan örneklerin teorik çeşitliliğine rağmen; bugüne kadar uygulamada genel eğilim, anonim şirketler şeklinde kurulan ticaret bankalarına doğru olmuştur.
Sayfa 56 - Teori ile Uygulama Arasındaki FarklılıklarKitabı okuyor
Az ye, az konuş, az uyu. Halkın içine fazla girme hizmetini bitirince hemen kenara çekil. Yalnızlığa alış, tek başına kalmayı sev. Kalp huzurunu her şeye tercih et. Herkese şefkat gözüyle bak. Kimseyi küçük görme. Halkla çekişme. Kimseden nefsin için bir şey isteme. Kimseyi kendine hizmet için çağırma. Dünyaya ve dünya ehline gönül bağlama. Gönlün daima mahzun, gözün yaşlı olsun. { Pir Abdulkadir Geylani (ks) }
Reklam
Mola! Konuk olmak bir kez. Hep yalnızca kendi arzularına hizmet etmek yok kıt besinle. Hep yalnızca her şeye düşmanmış gibi uzanmak yok; bir kez de her şeyi oluruna bırakmak ve bilmek: ne olursa, iyi olur. Cesaret de bir kez uzanıp, ipek örtülerin ucuna sarınmak. Her zaman asker olmak yok. Bir kez perçemleri açıkta taşımalı ve geniş açık yakayı ve ipekli koltuklara yayılıp parmak uçlarına dek öyle: banyodan sonra oturmalı.
1963te Türkiye Sosyalist Kültür Derneği Ankara'da kurulur ve toplantılar düzenlenir. Daha ortaokul öğrencisiyim, toplantılara muntazaman gidiyorum, pek bir şey anlamasam da oturup dinliyorum. Türkçelerindeki yapmacıklık beni çok çarpıyordu. Dışarıda öğrenim gördükleri için bildiğimiz Türkçe'den farklı telaffuzları vardı. Başta Behice hanım olmak üzre, çoğu ABD'nden geliyorlardı. Sadun Aren, Mihri Belli... Önce onların arasında görünen sonra uzaklaşan biri daha var: Hikmet Kıvılcımlı. Çok ilgi çekici bir adamdı; gördüğüm bir, iki yerli, milli komünistten biri. Esaslı komünistlere "Eskitüfek" denirdi. Halit Çelenk, İdris Küçükömer ve başta çocukluk arkadaşımın babası Hamdi Konur başta olmak üzre çok çekmiş insanlardı bunlar. Sapına kadar dürüst adamlar ve Türktüler. Sonra anladık ki bu üç, beş Türkün dışındakilerin hepsi Yahudiymiş. Bu bilinmiyor tabii. Ben bundan çok etkilendim ve niye o takım hep buraya yatırım yapıyor diye düşündüm. Sonra zamanla yaşlandıkça, okudukça gördüm ki her yerde bu böyle. Sovyet devrimini yapanların yüzde sekseni, doksanı o taraftan. Çok manidar bir olaydır bu.
İhtiyacım var sana! Nasıl anlatılır ki! Dokunmak değil benimkisi... Günde on saniye yüzünü görsem de yeter, Tenime dokun istemiyorum, Yüreğimden tut mesela! Bir şarkının içinden söyle cümlelerini, Hayalin dibimde bitsin, Elimi tut dokun demiyorum, Elimi tut hissedeyim yüreğini! Konuşalım saatlerce olmasa bile, Dakikalarca gözlerinde buluşsam yeter diyorum! Sesini duymasamda olur, Yüreğinden konuş mesela! Biz olunca zaman dursun, Hayat dursunn, O an sadece bizde yaşam olsun istiyorum! Çok değil seni yanımda değil, Canımda istiyorum! Nazım Hikmet
Sultan Orhan Gazi
SULTAN ORHAN GAZİ Ömrü fetihten fetihe koşmakla geçen büyük idareci Osmanlı Devleti gibi üç kıtaya hükmedecek muhteşem bir imparatorluğun temelini atan Osman Gazi, beka âlemine gitme vaktinin geldiğini anlayınca, Gazi oğlu Orhan'ı çağırmış ve ona şöyle vasiyet etmişti: "Oğlum, İstanbul'u aç, gülzar eyle. Öldükten sonra beni
Reklam
1.000 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.