Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim Hak'tan Özge Sevdiğim mi var?
Üryan geldim gene üryan giderim Ölmemeğe elde fermanım mı var? Azrail gelmiş de can talep eder Benim can vermeğe dermanım mı var? Dirilirler, dirilirler gelirler Huzur-ı mahşerde divan dururlar Harami var, diye korku verirler Benim ipek yüklü kervanım mı var? Er isen erliğin meydana getir Kadir Mevlâ'm noksanımı sen yetir Bana derler gam yükünü sen götür Benim yük götürür dermanım mı var? Karacoğlan der ki, ismim överler Ağı oldu yediğimiz şekerler Güzel sever diye isnat ederler Benim Hak'tan özge sevdiğim mi var? Karacaoğlan Rahmetullahi Aleyh
Hormonlar...
Yirmi yedi yaşındaydı Mike, lisenin ikinci sınıfından ayrılmıştı. Günün birinde bitirmek istiyordu okulu. Yakışıklı, temiz bir yüzü vardı. Cumartesi geceleri Portland'ta ya da Dell'in eğlence yerinde rahatça ahbaplık edecek kadınlar bulurdu. Kimi onu mezar kazıcı diye reddederdi ama nesi varmış işinin? İlkin özgürdü işinde, her an tepesinde dikilmiş ters suratlı bir patronu yoktu. Sonra bütün gün açık havada çalışmak hoşuna gidiyordu, açık havada ve gökyüzünün maviliği altında. Hem o olmazsa başkası bu işi yapacaktı canım, ölenler için mezar kazılmalıydı. Gerçekte Mike'e göre ölümden daha doğal bir şey vardı; kadınlarla yatmak.
Sayfa 49 - Altın Kitaplar Yayınevi
Reklam
Nora ansızın içinde bir şey hissetti. Kutuptaki o adada ayıyla karşı karşıya geldiğinde hissettiği kadar gerçek bir korku. Hissettiği şey yüzünden duyduğu bir korku. Sevgi yüzünden. İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün hazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi, Sao Paulo'da sahneye çıkıp yirmi bin kişiye şarkı
Bazıları...
Nefret ediyordu okuldan Hal, okumak istemiyordu. Hele elli dakika bir odaya kapanıp abuk subuk şeyleri dinlemek zorunda kalmıyor mu, içini tam bir ölüm sıkıntısı sarıyordu. Hoşlanmadığı dersler de yok değildi hani; resim, desen, grafik sanatı falan. Ama İngilizce, tarih, matematik yok mu, işte deliye dönüyordu bu derslerden.
Sayfa 44 - Altın Kitaplar Yayınevi
Kasaba...
Yaşam çok erken başlar kasabada, yitirilecek zaman yoktur. Güneş doğmadan çok önceleri bir harekettir yayılır kasabaya
Sayfa 43 - Altın Kitaplar Yayınevi
Üryan geldim gene üryan giderim Ölmemeğe elde fermanım mı var Ezrail gelmiş de can talep eyler Benim can vermeğe dermanım mı var Dirilirler dirilirler gelirler Huzuru mahşerde divan dururlar Harami var diye korku verirler Benim ipek yüklü kervanım mı var Er isen erliğin meydana getir Kadir Mevlam noksanımı sen yetir Bana derler gam yükünü sen götür Benim yük götürür dermanım mı var Karacaoğlan der ki ismin öğerler Ağı oldu yediğimiz şekerler Güzel sever diye isnad ederler Benim haktan özge sevdiğim mi var
Sayfa 155
Reklam
suzan..
Susan, ilk bakışta aşık olan takımdan değildi, ama cinsel çekimin gücünü de yadsımıyordu hani.
Sayfa 39 - Altın Kitaplar Yayınevi
Politikacılar...
Sustu; garip bir duygu sardı içini, ezik oynak. Nutuk atan bir politikacı gibi konuşmuştu, sıkıldı bundan.
Sayfa 25 - Altın Kitaplar Yayınevi
Küçük şehirler... Yozgat mesela...
"Burada hiç bir şey kplay kolay değişmiyor."
Sayfa 25 - Altın Kitaplar Yayınevi
962 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.