Sanşiro romanı ile sınırlı olmayıp, Soseki’nin hayatına, külliyatına ve fikriyatına dair pek çok mevzuyu kapsayacak şekilde yazarın romanlarında da umumiyetle odak noktası olan Doğu-Batı düalitesinin perspektifiyle değerlendirilip öyle ele
Besmele-Hamdele-Salvele..
Merhum Şeyh Galib Hazretlerini Rahmetle yâd edelim. Hamd ile salvele getirip evvala; Hazretin ruhuna bir Fatiha armağan edelim.
***
Ey şair! Şimdi çağın icbarına ses ver.. Komşun duvarında istinad olmuş gibi komşundur şu hayat. Hapsetsen kendini söyle ne çıkar? Bir bardak yetişir de sana ihtarını infaz eder; "daya
Selamun aleyküm arkadaşlar.
1976-1980 arasındaki (darbe dahil) olayları açıklarken çerçeve serisine (5-6) nazaran daha beliğ ifadelerle, üstad o zamanın manzarasını kendi zaviyesinden doğru gözler önüne apaçık bir şekilde sermiştir.
Rapor serisi, çerçeve serisi(5-6)'ya nazaran 76-80 zamanlarındaki partileri, şahısları, iç-dış politika ve dinamikleri, eksikliği-artısı, olması-olmaması gereken her şeyi de daha derinlemesine ele alırken ideolocya örgüsü kapsamından ayrılmaksızın en mühim ve olabilecek sonuçlara, sonuçların getirisine-goturusune hatta 60 darbesi ile 80 darbesi arasindaki kendi zaviyesinden farklarını net bir şekilde ortaya koymuştur. İdeolocya içinden de üstadın bıraktığı nizama dair de bir hayli konuyu barındıran güzel bir kitap serisi.
Dikkat edilmesi ve de en çok dikkat çekici olan şey Erbakan-Üstad çekişmesidir. Bu çekişmede Üstad, Erbakan hocayı yerse de iki büyüğün çekişmesi hiç kuşkusuz İslam için olduğundan dolayı Erbakan ve Üstadın bakış açılarının zıtlığının bulunduğu meselelerden dolayı birini diğerine tercih gibi bir hata lüksüne düşebilenler olabilir lakin düşmeyiniz. İkiside bizim büyüğümüz ve önderlerimizdir. O zamanın dinamik, politik bakış açılarında farklılıklar bulunsa bile o zaman hakkında bilgi sahibi olanlar mutlak bir hüküm vermekten imtina edecektir. Bu konuda dikkatli olalım.
Rapor 11/13Necip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 200947 okunma
10 Mart 2018
“…Bırak bu kitap çarpsın okuyanını. Sarsılsın ve kendilerine uzun zaman gelemesinler. Okuyanlar, “Dayanamıyorum okumaya, şüpheci biri oldum çıktım, bu nasıl iş anlamadım!” diyor. Her yerlerine şüphe bulaşsın bırak! Uykuları kaçsın, rahatsız olsun, yaşantılarından keyif alamasınlar bir süre…” diyor. “Kardeşini Doğurmak” kitabının
CHP
kendisine istediği kadar gençlik aşısı yapmaya kalkışsın; kökü, gövdesi ve dallariyle Türk tarihinin en büyük hiyanet ve dalâlet ağacı olmaktan kurtulamaz; ve ona hizmet de <küfür> kelimesinden başka hiçbir mefhumla ifadelendirilemez.
Kuran’daki bilimsel ayetler gelecekte anlaşılacak bilimsel gerçeklerden bahseden mucize ayetlerdir. Evrenin oluşumundan, olaylarından veya insanın oluşumundan bahseden ayetler bu türdendir. Bu ayetler müteşabihtir. Yani birbirine benzeşen iki manaları vardır, gerçek manasını Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar bilir diyor Kuran (Al-i İmran 7).
Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,