"Bize aslında kim olduğumuzu gösteren şey, yeteneklerimizden çok seçimlerimizdir."
Sırlar Odası'nın özü bu kısım. Yeteneklerimizden çok seçimlerimiz. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şeyin gerçekleştiremediği potansiyeli olduğuna inanıyorum ben çünkü. Deha olmak önemli değil, kullanmıyorsan kullanmıyorsundur. Kimseye de bir faydası yoktur bu dehanın. Yine kötü olmak ya da bazı kötü hisleri barındırmak da böyle bir şey. Hepimizin bir sürü kötü denilebilecek huyu var. Önemli olan tercihen bu kötülükleri gerçekleştirmiyor olmamız. Herkes kadar kötülük bilip bunu uygulamamak. Bu kısacık cümle göründüğü kadar basit değil. Harry'i devleştiren bu huyu işte. Kötü geçmiş bir çocukluktan sonra Voldemort gibi olmayı tercih etmemek. Bu kitapta benzerlikleri üzerinde dönmüş olaylar. Hisler aynı olsa da Harry her zaman Voldemort'un tersine davranarak farklarını tercihleri ile ortaya koyuyor. Bu çok kıymetli. Harry tüm o yaşadıklarına rağmen insanlara güveniyor. Voldemort'un asla kimseye güvenmemesinin aksine. Dostları var. Onlar için yaşıyor, onlar için ölmeyi düşünüyor. Voldemort'un asla düşünmeyeceği bir şey bu. Tüm hikâyenin düğüm kitabı bile olabilit Sırlar Odası. Seçimlerimiz geri kalan hayatımızı belirler. (Her kitaba aynı şeyi yazmam dışında sorun yok.)Kader evet her şey ama irade bize ait. Neredeyse aynı kaderi yaşamış bu iki kişinin hâli de bunu gösteriyor. Yani kötü yaratılmak da diye bir şey yok, seçimlerimiz var. Bu iki yetimin şahsında bunu net bir şekilde gösteriyor kraliçe Rowling. Bu ne büyüsüüü, nasıl bir kalem.