ALINTIDIR
19 Mayıs Üniversitesi
Veterinerlik Fakültesi
Fizyoloji Ana Bilim Dalı Doçenti,
Doktor Mehmet Kaya’nın bir yazısıdır!
Ayarın Allah’ını içerir!
MALATYALI OROSPU KEZBAN
Yaz dostum, selam almayana yiğit denir mi?
Yaz dostum, boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?
Yaz dostum, yoksul görsen besle kaymak bal ile..
Yaz dostum, garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum, kimse göçmez bu dünyadan mal ile..
Yaz dostum, su üstüne yazı yazsam kalır mi?..
Yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı. Sarı çizmeli mehmet ağa bir gün öder hesabı...
ÖZÜR
Sarı gülüm zaman bitti yön bitti
Bugün gittim, yarın geldim, bağışla
Yazamadım parmağımdan can gitti
Kırk yerimden yara aldım bağışla
Arı baksa, koku gülde, ben sende
Soldurmadım aşk rengini desende
Beklesen de farksız, beklemesen de
At çatlattım, yolda kaldım bağışla
Akşam sularında ışık aradım
Ya hep, ya hiç dedim; üç şık aradım
Yaslı yüreğime aşık aradım
Bir ömürden sonra buldum bağışla
Sarı gülüm, yârin olsam ne dersin
Sevdalınım, arın olsam ne dersin
Tarlan olsam, yerin olsam ne dersin
Olamadım, yerin oldum bağışla
"ANADOLU'NUN KONUŞAN HALILARI
Aslında Anadolu'da insanlar susar, yahut susmak zorunda kalırlarsa o zaman renkler, şekiller dile gelir. Sevgilisine sarı bir yağlık gönderen kızın sevdası yeğindir. Sararıp solmadadır. Yeşil murattır, aşkta karşılık bekler. Mavi umuttur, beyaz saadete, siyah mateme işaret. Al giyenin gönlü dolu, mor giyenin çoktur malı. Şekiller de mânalıdır, ayrı ayrı ifadeler taşır. Anadolu kadını bundan böyle tezgâhının başına oturdu mu tamamdır. Bir kitap dokur, onu o dilden anlayan okur. Buna halı derler, kilim derler.
..."
Sayfa 137 - Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Mehmed Önder, 1966, Ankara, ''Anadolu'nun Konuşan Halıları'' adlı efsaneKitabı okudu
Sultan 2.Mehmet, 2. Murad'ın dördüncü oğluydu ve 30 Mart 1432'de Edirne'de doğmuştu. Annesi muhtemelen, Murad'ın ilk eşi Hüma Hatun adlı bir Türk kadınıydı.
Dolgun pembe yanaklı, ince dudaklı, sarı bıyıklı ve kanca burunlu bir çehresi vardı. 1450'lerde, Doğu Anadolu'daki Osmanlı müttefiki Dulkadir hanedanından Sitti Hatun'la evlendi
Mehmed'in antik Yunan ve Bizans uygarlığına karşı yoğun bir ilgisi vardı. Kahramanları Akhilleus ile Büyük İskender'di ve Hıristiyanlığı bu dinin alimleriyle tartışacak kadar iyi biliyordu
Kendisine verilen "Fatih" ünvanının yanında "Ebu'l-Hayrat" (Hayırlar Sahibi) diye de tanınırdı.