Dostoyevski, Avrupa'nın dedektif romanlarının ve duygusal romanların etkisinden hiç kurtulamamıştır. Duygusal etki, onun hoşlandığı türden bir çelişkiye yol açıyordu: erdemli insanları acınası vaziyete düşürmek ve bu vaziyetin içinden merhametin son bir nebzesini bulup çıkarmak.