Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
241 syf.
·
Puan vermedi
#kitapyorumu
Bu kitabı okurken akılda tutulması gereken en önemli şey, Platon’un sanatçıları sürgün etmek istemesinin çok mükemmel bir nedeni olduğudur. Platon, içinde yaşadığımız dünyanın aslında gerçek dünya olmadığına inanıyordu çünkü gerçek dünya gidemeyeceğimiz ve her şeyin değişmediği ya da ölmediği bir yerdi. Platon’a göre ölüm ve değişim, içinde
Fotoğraf Üzerine
Fotoğraf ÜzerineSusan Sontag · Agora Kitaplığı · 2011211 okunma
Bîr
Virginia Woolf Haziran 1938'de, savaşın kökleri üzerine kendi cesur ve pek de hoş karşılanmayan görüşlerini dile getirdiği "Three Guineas" adlı kitabını yayınlamıştı. Bu kitap, yayınlanışından önceki iki yılda, gerek Woolf'un gerekse can dostlarıyla yazar arkadaşlarından çoğunun tüm dikkatlerini İspanya'daki faşist ayaklanmanın yayılarak ilerleyişine yoğunlaştırdıkları bir dönemde basılmış ve Londra'da yaşayan, "Sizce savaşı nasıl önleriz?" sorusunu yönelten seçkin bir avukattan gelen bir mektuba oldukça gecikmiş bir cevap olarak kaleme alınmıştı. Woolf bu mektuba verdiği cevaba, avukatla kendisi arasında sahici bir diyalog kurulamayacağı şeklinde iğneleyici bir gözlemle başlıyordu. Öyle bir diyalog kurulamazdı, çünkü, onlarher ne kadar aynı sınıfa, 'eğitimli sınıf'a ait olsalar da, aralarında onları ayıran muazzam bir uçurum bulunmaktaydı: avukat bir erkek, yazar ise bir kadındı. Savaşı erkekler yapardı. Erkekler (erkeklerin çoğu) savaştan hoşlanırlardı, çünkü erkeklerin gözünde "savaşmakta bir şan, bir zorunluluk, bir tatmin" vardı, oysa kadınlar (kadınların çoğu) böylesi duyguları hiç hissetmezler ya da savaştan hiç hazzetmezlerdi. Virginia Woolf gibi eğitimli (siz bunu 'ayrıcalıklı, tuzu kuru' diye okuyun) bir kadın bile savaş hakkında ne kadar çok şey bilebilirdi ki? Savaşın cazibesinden söz açılınca kadınların kapıldığı irkilme duygusu erkeklerinkiyle aynı olabilir miydi?
Sayfa 1 - Regarding the Pain of Others, 2003; Agora Kitaplığı, 2003, Türkçesi: Osman AkınhayKitabı okuyor
Reklam
"Aslında görebildiğinin farkında değil misin? Hem de görme yeteneğine sahip çoğu insanın göremediği şekilde. Ve insanların çıplak gözleriyle baktıkları şeylerin çoğunun sadece enkazdan ibaret olduğunun.."
Sayfa 206Kitabı okudu
Öyle ki, artık savaşlar hepimizin oturma odalarında sükûnet içinde seyredilip dinlenen görüntü ve seslere dönüşmüş durumdadır.
Günümüzde savaşlara son verilebileceğine kim inanır? Hiç kimse, hatta barış için mücadele edenler bile inanmazlar buna. Bizim bütün umudumuz (ki şimdiye değin boşa çıkmış bir umuttur bu), soykırımı durdurma, savaş yasalarını (savaşan tarafların uyması gereken "savaş yasaları" diye bir şey vardır çünkü) ayaklar altına alıp çiğneyenleri adalet önüne çıkarma ve patlak vermesi muhtemel başka silahlı çatışmalar için görüşmelere dayalı alternatiflerin denenmesi için baskı yaparak bazı savaşları önleyebilme ihtimalinde yatar.
151 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Susan Sontag’ın klasik metni 'Başkalarının Acısına Bakmak', yaşadığımız zamanda kendisini güncelleyerek kitabı farklı şekillerde düşünmemizi sağlıyor ve bu açıdan önemini koruyor. Düşünür, metnin sonlarında yer yer felaket içerikli fotoğrafların, "insan kötücüllüğü"nü, onun "sapkın yanlarını" görmeyi sağlayabileceğini veya "vahşet kareleri hayatımızda hayalet gibi etrafımızda dolaşırken" bu görüntülerin, "insanların şevkle, kendilerini haklı ve üstün görerek yapabilecekleri, yapmaya gönüllü olabilecekleri şeyin resmi" olarak değerlendirilebileceğini söylüyor. Ancak bana kalırsa baştan beri bahsettiklerimizi de düşünürsek, tüm bu meselenin, insan türünün doğasından çok savaşı besleyen devletlerle, politikalarla, neyin görünür neyin görünmez olduğunu belirleyen iktidar biçimleriyle ilişkili olduğunu düşünmek yerinde olur. Çünkü "başkalarının acısına" fotoğraflarla veya başka araçlarla bakarken hem o bakışın yönünün hem de fotoğraflanan vahşetin, insanın doğal durumundan çok onun kültürel, ideolojik, politik çerçevesiyle belirlendiğini kitap boyunca görebiliyoruz.
Başkalarının Acısına Bakmak
Başkalarının Acısına BakmakSusan Sontag · Agora Kitaplığı · 2004457 okunma
Reklam
"Geçmişi reddetmek, büyük cesaret ister. Ani bir fiziksel tehlikenin gerektirdiğinden çok daha büyük bir cesaret.."
Sayfa 288Kitabı okudu
"Biz" (buradaki "biz", başlarından onlarınki gibi bir şey asla geçmemiş olan herkestir) onları anlayamayız. Biz onların yaşadıklarına vakıf olamayız. Bizim, savaşın neye benzediğini gerçekten tasavvur etmemiz mümkün değildir. Biz savaşın ne kadar korkunç, ne kadar dehşetengiz bir şey olduğunu -ve ne kadar "normal" hale geldiğini- tahayyül edemeyiz. Biz anlayamayız, tahayyül edemeyiz.
Sayfa 129 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Bir adım geri çekilip düşünmekte yanlış hiçbir şey yoktur. Zaten birçok bilge kişi şöyle dememiş midir: " Hiç kimse aynı anda hem düşünüp hem de birine vuramaz."
Sayfa 121 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
"Her şeyin aynı anda olmasını engelleyen şey zamandır" ya da "Zaman diye bir şey vardır; zira her şey aynı anda olmuş olamaz." Cümlenin toparlanmış hali için Susan Sontag referans gösteriliyor: "Zaman her şey birden olmasın, mekan da her şey bizim başımıza gelmesin diye vardır."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.