Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cahit Sıtkı Tarancı
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır, Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini. Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını. Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar
İstemediğim hayatı yaşaya yaşaya, istediğim hayatın nasıl bir şey olduğunu unuttum gitti.
Reklam
BENİMSİN! Gün yeni doğanındır, Kül sönmüş ocakların. Kılıç kahramanındır, Köpek de sokakların. Gündüz kelebeklerin Gece yıldızlarındır. Ölüler böceklerin, Azap günahkârındır. Sen de benimsin benim. Ne olursan ol, kadın; şeytan, canavar, baykuş. Yok kurtuluş elimden, elimden yok kurtuluş!
Can yayınları
Gecesi benden, mehtabı senden Bir bahçesi var ki aşkımızın, Mevsimlerdir dolaşırız, bitmez. Kim demiş ki zamanla gül solar? Bülbül hiç yorulur mu türküden? Dilbersin işte, delikanlıyım. Ne hikmettir bu Yarab, ne güzel! Herhalde yeryüzünde değiliz; Sahiden biz nerdeyiz sevgilim? Cahit Sıtkı TARANCI
Çıngıraksız, rehbersiz deve kervanı nasıl, İpekli mallarını kimseye göstermeden, Sonu gelmez kumlara uzanırsa muttasıl, Ömrüm böyle esrarlı geçecek ses vermeden, Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika, Bir buz parçası gibi kendinden eriyecek. Semada yıldızlardan, yerde kurtlardan başka, Yaşayıp öldüğümü kimseler bilmeyecek! Cahit Sıtkı TARANCI
OTUZBEŞ YAŞ
Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar. N'eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında. CAHİT SITKI TARANCI
Reklam
Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan ? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan ..
Cahit Sıtkı Tarancı
(oysa II. Dünya Savaşında, bombardıman altında, bisikletle kaçmıştır Fransa’dan)
Gidiyorum
Gölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde Kavrulup gidiyorum. Serseri bir rüzgâr gibi hep ganimet peşinde Savrulup gidiyorum. Serçe kadar pervasız, bir günden ötekine Atlayıp gidiyorum. Bütün kumaşlarını açtığım gibi yine Katlayıp gidiyorum. Bir kış güneşi gibi ben keyfimin esiri Görünüp gidiyorum. Ne belli bir yerim var, ne de sevdiğim biri Sürünüp gidiyorum.
DESEM Kİ... Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar
Sayfa 170Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.