Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkçülük siyâsî bir fırka değildir; ilmî, felsefî, bediî bir mekteptir; başka bir tabirle, harsî bir mücahede ve teceddüt yoludur. Bu sebepledir ki, Türkçülük, şimdiye kadar bir fırka şeklinde siyâsî mücadele meydanına atılmadı; bundan sonra da şüphesiz atılmayacaktır.
Sayfa 202 - Ötüken Neşriyat A.Ş.
Milli vicdan nerede teşekkül etmişse, artık orası müstemleke olmak tehlikesinden ebediyen kurtulmuştur.
Reklam
Türkler’de Kadın!
Eski Türklerde kadınlar, umumen amazon idiler. Cündilik, silâhşörlük, kahramanlık, Türk erkekleri kadar Türk kadınlarında da vardı. Kadınlar, doğrudan doğruya, hükümdar, kale muhafızı, vali ve sefir olabilirlerdi. Alelâde ailelerde de ev müştereken, karı ile kocanın ikisine aitti. Çocuklar üzerindeki velâyeti hassa, baba ka­dar anaya da aitti. Erkek daima karısına hürmet eder­di, onu arabaya bindirerek kendisi arabanın arkasından yaya yürürdü.
Sayfa 148
Mâmâfih, Türkçülüğe dair bütün bu hareketler sonuçsuz kalacaktı, eğer Türkleri Türkçülük mefkûresi etrafında birleştirerek büyük bir inkıraz tehlikesinden kurtarmaya muvaffak olan büyük bir dâhi zuhur etmeseydi! Bu büyük dâhinin ismini söylemeye hacet yok, bütün cihan bugün Gazi Mustafa Kemal Paşa ismini mukaddes bir kelime addederek her an hürmetle anmaktadır. Evvelce Türkiye'de, Türk milletinin hiçbir mevkii yoktu. Bugün her hak Türk'ündür. Bu topraktaki hâkimiyet Türk hâkimiyetidir; siyasette, harsta, iktisatta hep Türk halkı hâkimdir. Bu kadar kat'i ve büyük inkılâbı yapan zât, Türkçülügün en büyük adamıdır. Çünkü: Düşünmek ve söylemek kolaydır. Fakat, yapmak ve bilhassa muvaffakiyetle neticelendirmek çok güçtür.
Sayfa 20 - KapraKitabı okuyor
Fikirleri hislerine tevafuk ve istinat etmeyen bir adam ruhen hastadır.
Reklam
Haftalık Milliyetçi Siyasi Dergi: Milli Yol Aylık Ülkü Dergisi: Orkun 26 Ocak 1962'de Millî Yol dergisi İstanbul'da yayın hayatına başladı. Dergi adının altında "Haftalık Siyasî Milliyetçi Dergi" ibaresi vardı. İmtiyaz sahibi Necati Bozkurt, neşriyat müdürü İsmet Tümtürk idi. Dergiyle fiilen ilgilenen ve haberlerin büyük
Ziya Gökalp düşüncesinde, Türkçülük ayrı yere sahiptir. Kaldı ki, Türkçülüğün Esasları'nda "Türkçülük Nedir?" sorusuna verdiği cevap da bu durumun açık bir sağlamasıdır: "Türkçülük, Türk milletini yükseltmek demektir."
Açıkcası bir millet, millet olabilmek için fiziksel sınırlarını değil zihinsel sınırlarını genişletmek zorundadır.
Reklam
Ziya Gökalp'ı kendisinden öncekilerden ve çağdaşlarından ayıran en temel fark, içerisinden çıktığı milletin felsefesini ortaya koyması, millete benliğini öğretmesi ve ülküsünü göstermesidir
"Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin Namık Kemal, fikirlerimin Ziya Gökalp'tır" diyen Mustafa Kemal, aslında bir bakıma bu gerçeği ifade etmektedir.
Türk milletindenim, İslâm ümmetindenim, Garp medeniyetindenim.
Bununla beraber, Türkçülüğe dâir bütün bu hareketler ve- rimsiz kalacaktı, eğer Türkleri Türkçülük mefkûresi etråfinda birleştirerek büyük bir çökme tehlikesinden kurtarmağa mu- vafak olan büyük bir dâhi zuhur etmeseydi! Bu büyük dâ- hinin adını söylemeğe hâcet yok. Bütün dünya, bugün Gazi Mustafa Kemal Paşa adını kudsi bir kelime sayarak, her an hürmetle anmaktadır. Evelce, Türkiyede, Türk milletinin hiç bir mevkii yoktu. Bugün, her hak Türk'ündür.
Türkçülük, siyâsî bir fırka (parti) değildir; ilmî, felsefî,bediî (estetik) bir mekteptir; başka bir tabirle, harsî(kültürel) bir mücahede (çalışma) ve teceddüt (yenilik) yoludur.
Sayfa 202 - ÖtükenKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.