Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Azerbaycan
"İki millet de Oğuz'dur. Aynı kökten geliyoruz tabii ki, keza aynı dili konuşuyoruz. Kök aynıdır ve "Azeri" lafı yanlıştır, "Azerbaycanlı" demek gerekir. "Azeri" çok küçük bir etnik grubun adıdır... Evet, Azerbaycan Türkçesini neden severiz? Çünkü bizim dilimizin gençliğidir. Herkes gençliğini sever. Azerbaycan Türkçesindeki Farsça kelimeler bizdekinden çok daha yaygın ve oturaklıdır."
Reklam
İlber Ortaylı
Biz söz konusu savaşı kitaplardan şöyle okuyup geçiyoruz. Ama aslında sonuçları itibariyle tarihteki etkisi çok daha derindir.
Sayfa 26 - KronikKitabı okuyor
İlber Ortaylı
"Türkiyeli" ismi tercüme edilemez, içeriği bakımından bu kelimeyi teklif edenlerin amacını da zaten kaşrşılamaz
Sayfa 21 - KronikKitabı okuyor
İlber Ortaylı
Türkiye bunu yapamıyorsa, bunun sebebi, nesillerimizde tarih şuurunun eksik olmasıdır.
Sayfa 18 - KronikKitabı okuyor
İlber Ortaylı
Türkler olmadan bir dünya tarihi yazmak da mümkün değildir.
Sayfa 13 - KronikKitabı okuyor
Reklam
YARIDA KALAN EDEBİYAT TARİHİ Atsız'ın dil, tarih ve edebiyat çalışmaları iç içe geçmiştir. Daha 1933-1934 yıllarında Orhun dergisinde yayımlamaya başladığı Köktürk ve Uygur dönemlerine ait metinlerin aktarmaları, aynı zamanda edebiyat tarihini de ilgilendirmektedir. Bitirme tezine dayanan ve yine Orhun dergisinde yayımlanan Edirneli
"Azerî" lafı yanlıştır; 'Azerbaycanlı' demek gerekir. 'Azerî' ise çok küçük bir etnik grubun adıdır."
Türk-Çin ilişkilerini öğrenmede Çin kaynaklarına çok şey borçluyuz. Eğer Çinliler kendi tarihlerini yazarken Türklerin tarihini de yazmamış olsalar erken dönem Türk tarihi hakkındaki bilgilerimiz çok az kalırdı.
Cengiz Han'ın ölümünden sonra küçük oğlu Tuluy yeni kağanın seçimine kadar saltanat naipliği yaptı (1227-1229). 1229 İlkbaharında Kerulen Irmağı kenarında toplanan kurultayda Cengiz Han'ın vasiyeti doğrultusunda üçüncü oğlu Ögedey büyük han seçildi. Ogedey daha sonra merkezini Karakurum'a (günümüzde Harhorin) nakledince
Reklam
BİLİM ADAMI ATSIZ: Bilim adamı olarak Atsız tarihçi, dilci, edebiyatçı ve bibliyograftır. Bu bakımdan onun bu dört alandaki çalışmalarını ayrı ayrı ele alıp değerlendirmek gerekir. TARİHİN İÇİNDE YAŞAYAN TARİHÇİ Lisans öğrenimi Türk Dili ve Edebiyatı olmakla birlikte bilim adamı olarak Atsız her şeyden önce tarihçidir; ilmî çalışmalarının
"Ahmedî-Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman" Çalışma, Atsız'ın hazırladığı ve 1949'da Türkiye Yayınevi tarafından yayımlanan Türkiye Tarihleri I adlı eserin 1-35. sayfaları arasında yer almaktadır. Atsız'ın çalışması, Ahmedi'nin İskendernâme'sinin sonunda yer alan Osmanlılarla ilgili bölümün ilmî yayınıdır.
Atsız, Türk Edebiyatı Tarihi'nde de dille ilgili bilgilere yer vermiştir. "Kunlar Çağında Türk Edebiyatı” bölümündeki şu sözler Türkçenin teşekkülüyle ilgilidir: "Türkçenin Kunlar çağında teşekkül ettiğini kabul etmekte yanlış yoktur. Bir dilin temelli olarak kurulabilmesi için uzun bir siyasî birlik şarttır. Bu şart bizim
Atsız Türk Edebiyatı Tarihi'nin "Gök Türkler Çağında Türk Edebiyatı” bölümünde de Köktürk yazısı hakkında ayrıntılı bilgi vermiş ve dönemin dil özelliklerini de 14 madde hâlinde özetlemiştir. Eserin "Karahanlılar Çağında Türk Edebiyatı" bölümünde bulunan "Onuncu asırda Türk lehceleri" kısmı, 1940'ların başı için önemli dikkatleri barındırır: "Gök Türkler ve Dokuz Oğuzların hâkimiyeti çağında, Türk boylarının lehçeleri arasındaki ayrılığın pek az olduğu muhakkaktır. Çünkü mütemadiyen hareket halinde bulunan Türkler birbirleriyle daima karışıyor, yer değiştiriyorlar, sıkı teması hiç kaybetmeyerek birbirlerine dil bakımından tesir ediyorlardı. Bundan başka aynı siyasî hâkimiyet altında bulunmak da hiç şüphesiz lehçelerin ayrılmamasına çok yardım ediyordu” "Fakat 840 tan sonra 'devlet dışında' yaşayan Türklerin çoğalması ve Türklerin uzun müddet bir durgunluk geçirerek birbirleriyle olan girişmelerinin azalması lehçeler arasındaki ayrılığı çoğalttı. Daha önceki asırlarda bu ayrılıklara 'lehçe' bile denmeyip 'ağız' demek doğru olduğu halde, onuncu asırdan başlayarak bu ayrılıklar 'lehce' halini aldı." (Atsız 1943: 54).
İzmir'in kesin olarak Türklerin eline geçmesi Timur sayesinde olmuştur.
Sayfa 118Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.