Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne bileyim, hangi açıdan bakarsan bakayım, bir insan olarak, insan denen yaratığın bu denli gamsız oluşunu bir türlü hazmedemezdim.
İnsanların kayıtsızlıklarından doğan ve sinirlerine hakim olamayıp her an oraya buraya vahşice saldıracakmış gibi gözüken alabildiğine karanlık ve şekilsiz bir yaratığa benziyordu. Derinliği hayal edilemeyen geniş bir uykuya benziyordu sonra, belleklerden taşmış bir rüyaya, bakışlar arasında gezinen bir boşluğa, ya da henüz kimseciklerin tanımadığı, oldukça uzak ve acayip bir sarhoşluğa benziyordu.
Reklam
Bilirsin, insan dert denen şeyin ağırlığı altında ezilip onu ufak olunca, dert çoğu kez o insanın şeklini şemalini alır da, hiç kimseyi iplemeden, ulu orta konuşmaya başlar.
Kendi kelimelerinden oluşan zifiri karanlığın içinde, ne yapacağını bilememiş açıkçası.
...gövdesinde, hareketlerinde ve ruhunda o güne dek anlatılan bütün masalların izini taşıdığı halde hangi masalda yaşadığını kestiremeyen, saf yürekli bir kahramanı da benzermiş.
Evet, işte kırk yıl önce insanın aklını bir şemsiye gibi tersine çeviriveren bu şehir hikayelerinden birkaçını hasbelkader ben de duymuştum. Hasan Ali Toptaş Uykuların Doğusu
Reklam
"Nasıl bir uçurum kusursuzluğuna ulaşmışım ki düşecek yerim bile kalmamış." Michel Cioran (Uykuların Doğusu)
Duruşları insanın kalp atışlarında yankılanan rengârenk kelimeler de vardır sonra, gerçeğin her yerdeliğine inanmış serinkanlı cümleler, bir ova gibi genişleyiveren sessizlikler, alçakgönüllü paragraflar ve yeryüzündeki konuşmaların ağırlığından oluşmuşa benzeyen her biri birbirinden lezzetli virgüllerle yerli yerine oturmuş noktalar da vardır.
“İnsan gördüğü şeylerin toplamı kadar uyanık, görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykudadır.”
“İnsan gördüğü şeylerin toplamı kadar uyanık,görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykudadır.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.