İbnu's-Serrâc, İzzeddin b. Nuaym isimli Rifai şeyhinin kadın ve erkeklere aynı anda sema yaptırdığını ve devrin yöneticileri tarafından kınandığını belirtmektedir. Bilindiği üzere, sema ve raks, özü itibariyle Melami meşrepli tasavvuf akımlarına özgü bir ayin biçimi olup esrime ve vecd aracı olarak kullanılmaktadır.¹⁹⁹ Bu itibarla sema ve
Sayfa 101 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Rifâîlik, Ayin
Yapay Zekā falan hak getire. Bu cahillerin bütün derdi "uygar" Batı'nın çıkardığı her yeniliğe iman eder gibi tapınmalarıdır. En büyük artistik hareketleri de halkı aşağılamaları, herkesi geri zekâlı yerine koymalarıdır. Halkımız elbette bu Batiperest akademisyenlere pirim vermez ama ne yazık ki üniversiteli gençle- rimizden bazılarını avlamışlar. Kalabalığa konuşan akademisyen hepsine hakaret diyor, o gençler de gülüyorlar. Ben neye güldüklerini anlayamıyorum çünkü az sonra da aynı adamın kitabına para verip imzalatacaklar. Ben olsam "Hocam sizin apartman gö- revlisi oturduğunuz yüksek zekâlı apartmanın hepsini birden nasıl dolandırmayı başardı" diye sorardım. Eskiden hiç olmazsa "Çevirdiğim tabletleri yaymaya kalksam din diye bir şey kalmaz" diyen Muazzez İlmiye Çığ falan vardı. Sümerler zamanından kalma saçmalıkları insanlara bilim diye anlatır, yurdumuz laikleri de boş gözlerle "şerefe" deyip dinler, rahat- larlardı. Biz de uzaktan izler eğlenirdik. Eh, elin bilim adamı buluş falan yapar, bizimkiler de halkın değer- lerine küfreder... Şimdikiler daha da kötü. Ekran ba- şında uyuklayanlar mı dersin, dışkı yediğini büyük bir zevkle anlatan ve her deprem duyduğunda sevinçle yerinde zıpladığını söyleyen papyonlu şovmenler mi dersin, türlü türlüsü var. Hepsi tek koro halinde geç- tiğimiz seçimde aynı adaya oy verdiler biliyorsunuz. Ama zaten kendi aralarında "tuvalet terliğine bile oy basarız yeter ki bizden olsun" diye laik, çağdaş, modern konuşmaları meşhurdur. Biz göremeyiz ama 100 yaşını geçen Muazzez hanım görür belki iktidar olduklarını...
Reklam
Hayal ettiğim kadın beni böyle tahrik ediyordu. O kadının resmini Lamb'in Shakespeare'den Masallar'ında buldum; buraya Sör Colin'in hastalarından biri bırakmıştı herhalde; evdeki tek kurgu kitabıydı. Ophelia, ağabeyini, müthiş sakalına karşın yavan görünen bir delikanlıyı dinliyordu. Kız, adamın söylediklerini ciddi bir şekilde
Sayfa 63 - İthaki Yayınları, 1. Baskı, Ocak 2024, Çeviri: Süha Sertabiboğlu
Aynı yaş, ırk ve sosyal çevrelerdeki kızlarla karşılaştırıldığında, cinsel istismara uğrayan kızlar, bilişsel yetersizlikler, depresyon, disosiyasyon semptomları, sorunlu cinsel gelişim, yüksek oranda obezite ve kendine zarar verme gibi son derece olumsuz etkiler yaşıyordu. Okuldan atılma oranları, kontrol grubuna göre daha yüksekti ve daha fazla önemli hastalıklara yakalanıp, sağlık bakım yardımı alıyorlardı. Ayrıca, stres hormonu tepkilerinde de anomaliler görülüyordu, ergenlik dönemi daha erken yaşta başlıyor ve farklı, görünürde ilgisiz psikiyatrik tanılar alıyorlardı.
Hamilelik sırasında annenin sigara içmesi ve alkol kötüye kullanımı gibi çeşitli çevresel risk faktörlerinin DEHB geliştirme riskini artırdığı görülmektedir. Ek olarak, perinatal stres, erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve travmatik beyin hasarı da DEHB riskinin artmasıyla ilişkilidir. Beyin gelişimi için hassas bir dönem olan gebeliğin ilk yarısında (özellikle 12. ve 22. haftalar arasında) annenin kaygısı (ön singulat korteks dahil olmak üzere limbik korteksin farklılaşması 12. hafta civarında başlar), şiddetli erken yoksunluk, kurumda yetiştirilme, çocuk istismarı, aile çatışmaları ve ebeveyn DEHB'sinin de dahil olduğu annenin psikopatolojisi (aynı zamanda genetik bir risk etkeni) yüksek DEHB riski ile ilişkilidir (van den Berg ve Marcoen, 2004; Rucklidge ve ark. 2006).
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Herkese merhaba, Ağaçsız, kahverengi sarı karışımı yüksek tepenin yamacına kurulu bir köy.  Belirli aralıklarla önce bombalar yağar köylünün üzerine sonra araçlarından inen silahlı adamlar yardım diye yiyecek dağıtır ve erkek çocuklarını toplayıp götürürlerdi. Bu sürekli tekrarlanan ritüel gibiydi. Savaş her yerdeydi. Babası Erfan’ı da götürmesinler diye korumak için saklar her seferinde ama nereye kadar. Çocuk yaşta sevmediği biriyle de evlendirilip bir çocuğu da olunca  sonunda babasıyla hemfikir olup bir şafakta yola çıkar, başka bir ülkeye geçip çalışıp ailesine para yollamak sonra da yanına almaktır amacı ama kilometrelerce uzun çöl nasıl aşılıpta sınırdan geçebilecektir. Bundan sonra artık çölün hakim olduğu dil konuşacaktır.    Vahşet, açlık, susuzluk, hapse girme, acımasızlık, fiziksel ve duygusal yorgunluk, uykusuzluk, sanrılar derken aklı geçmişle bugün arasına kayıp yaşanmışlıkları bir çivi gibi etine batıyordu Erfan’ın. Okudukça düşüncelere gireceğiniz Erfan’la birlikte yürürken kötü insanlarla mücadele edeceğiniz bir yaşanmışlık okuyacaksınız. Erfan bu ölümcül savaşı-sınavı kazanabilecek mi?  Yazarın kalemiyle yeni tanışmış olup bir solukta okuduğum eserin, betimlemeleriyle birlikte akıcı ve yalın kalemini sevdim. Öneririm, keyifli okumalar. Kitap ve sevgiyle kalın...
Çölün Dili
Çölün DiliEray Akgül · Esinti Yayınları · 202410 okunma
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.