Kemikle dolu kefenlerini iki küçük çıkın gibi elimize alıp gitmiştik. Bizden geriye kalan bunlardı demek. Bir torba kemik. Böyle olmamalıydı ama. Ellerimizle kurduğumuz, icat ettiğimiz hayat dururken, o kocaman yollar, köprüler, makinalar, taş yığını evler, biz insanlar yok olamazdık. Kemiklerimizden öte bir yere savruluyor olmalıydık.