"Oku" diye başlayan Kuran-ı Kerimden sonra insanoğluna yapılan en kıymetli çağrıdır bu. "Dinle". Kitap için ne yazsam bilemiyorum. Mevlana'nın öğretilerini daha merak eder oldum son yıllar, ilgimi çekiyor. Çok kıymetli benim için, anlam bulmama yardım eden bir kişi diyebilirim hatta. Kitap bitti ama arada açıp rastgele sayfa okuyorum. Altını çizdiğim cümleler, mesajlar hem hüzünle hem huzurla bakmama neden oluyor. Psikoloji ve tasavvufun birbirinden beslendiğini düşünüyorum. Varoluşu konu almaları, insanları yorumlamaları birbirine benzer. Psikoterapi ve sufi psikolojisi de yeri geliyor birbiriyle bağdaşıyor. Nefsim bazen öyle şeyler talep ediyor ki şeylerin kölesi hissediyorum kendimi, bunu fark ettiğimde arınmaya çalışıyorum elden geldiğince. Bunu yapabilmek için de okumak, gelişmek, öğrenmek lazım. Dünya hayatı bir yol. Yolda olacaklar da nasip. Nasibine yol kenarından ulaşamazsın diyor yazar mesela orda sanki karşıma geçip direk bana söylüyor gibi hissettim. Yaşadığımız veya yaşayacağımız her şeyin bir anlamı olduğunu, hayatın zıtlıklardan oluştuğunu, dert'in aslında bizi güçlendirdiğini, yapacaklarımızı koşula bağlamadan yapmamız gerektiğini, sessiz kalabilmenin büyük erdem olduğu geçiyor beyitlerde. Bunlar tabii birkaçı. Herkes kendi kabı kadar alacak büyük ihtimal kitaptaki mesajları. Son olarak kitaptan bir alıntıyla bitirmek istiyorum:
...
Canım içimden bana şöyle sesleniyor:
Ey aşk yolunun olgun yolcusu, bana kapıyı aç!