Karşımızda sıradan bir birey bulunmaktadır. Aynı zamanda o, "dünyaya fırlatılmışlığı", "yeryüzüne hiçliği getirmesi", tek başınalığı, çaresizliği, çevresinde olup bitenlere karşı sürekli bir bulantı duyma hali ve tatminsizliğiyle yepyeni bir kahramandır.
DOĞUBATI
Mutlak ve eksiksiz bir bilginin peşinden koşturmak yerine bir "hata felsefesi"nden yola çıkmak varoluşçuluğun özgün taraflarından biri olmuştur. Hata yapan, günahının bilincinde olan, kırılgan bir benliğe sahip, bir zırha bürünmeyen ve hiçbir yere ait olmayan köksüz bir insan tipi ele alınmıştır.
DOĞUBATI
"Ottla'nın durumunda olduğu gibi, "O kızla hiç konuşulamıyor, hemen insanın üzerine atlıyor," dersin her zaman, oysa gerçekte başlangıçta hiç atlamaz o; sen meseleyle kişiyi karıştırıyorsun; mesele senin üzerine atlıyor, sen de hiç dinlemeden meseleyi kişiye yüklüyorsun; sonrasında ne yapılırsa yapılsın seni daha da hırçınlaştırıyor yalnızca, asla ikna etmiyor."
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Okur Takip Önerileri
"Yeni bir düşünce keyfini iyice kaçırdı. Birdenbire tüm yaşamını yalnız geçirdiğini, ne kimsenin onu sevdiği ne de onun kimseyi sevebildiği aklına geldi."
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"Ben hep böyle ürkek, yabani biriyim; alıştığım bir yerde uzun süre yaşamayı severim. İnsanın alıştığı yer iyidir; acıyla yaşasan da her şeye rağmen daha iyidir."
Sayfa 88 - Can Yayınları
"Pişmanlığın ruhu rahatlattığı söylenir, oysa tam tersi doğrudur.
Sayfa 53 - Can Yayınları
"Sonra çevreme bakındım, her şey her zamanki gibiydi... gri ve koyu renkli. Hep aynı mürekkep lekeleri, hep aynı masa ve evraklar, ben bile aynıydım; nasıl öyle aynı kalabilmişti her şey..."
Sayfa 31 - Can Yayınları
"Hep şunu düşündüm, Varenka, biz insanlar, kaygı ve telaş içinde yaşayan biz insanlar, gökteki kuşların kaygısız ve masum mutluluğunu da kıskanmalıyız"
Sayfa 25 - Can Yayınları
"Doğarız ve o an sanki ömür boyu sürecek bir pakt imzalamış gibiyizdir, fakat gün gelir, Bunu benim adıma kim imzaladı, diye sorarız,"
Sayfa 311 - Kırmızı Kedi Yayınları
"Umut tuz gibidir, beslemez ama ekmeğe tat verir"
Sayfa 52 - Kırmızı Kedi Yayınları
"Kadere meydan okumanın çok çeşitli yolları vardır ve neredeyse hepsi de boşunadır ve en kötüsünün olacağını düşünmeye mecbur kalırken en iyisinin olacağına inanmak ise bu yolların en sıradanlarındandır."
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi Yayınları
"Neden kör olduk, Bilmiyorum, belki bir gün nedenini öğreniriz, Ne düşündüğümü söyleyeyim mi sana, Söyle, Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler."
Sayfa 361 - Kırmızı Kedi Yayınları
"Asıl zor olan, insanlarla birlikte yaşamak değil onları anlamak, dedi doktor."
Sayfa 332 - Kırmızı Kedi Yayınları
"Annemle babamın bu ölülerin arasında olmadığını kim bilebilir ki, dedi koyu renk gözlüklü genç kız, bense onların yanından geçip gidiyorum ama görmüyorum, Ölülerin yanından onları görmeden geçip gitmek, çok eskiden beri insanlığın alışkanlığıdır, dedi doktorun karısı."
Sayfa 329 - Kırmızı Kedi Yayınları
"Bizim elimizden gelebilecek tek mucize yaşamaya devam etmektir, dedi karısı, hayatın kırılganlığını her gün korumaktır, sanki hayatın kendisi körmüş gibi, ne yöne gideceğini bilemeyen hayatmış gibi, belki de doğrudur bu, ne yöne gideceğini gerçekten bilemiyordur, bize aklımızı verdikten sonra kendini bizim ellerimize teslim etmiştir, oysa baksanıza onu ne hale getirdik biz"
Sayfa 327 - Kırmızı Kedi Yayınları