Gelememeyi sen anlat,
gidememeyi ben anlatayım
gözüm değil gönlüm kaldı
beklemek değil özlemek yordu
hani derler ya;
Aşk arafta bir yoldu
giden gitti dönen yoktu...
📜Nazım Hikmet
Âhiretimizi parçalayarak dünyamizi onariyoruz.
Ancak geriye
Ne dünyamiz kaliyor, ne de (onun ugrunda) parçaladigimiz (din).
(Mukaddime' den bir alinti)
“Asabiyet,” İbn Haldun’un Mukaddime adlı eserinde geliştirdiği bir kavramdır ve genellikle toplumsal dayanışma, grup bağlılığı ya da topluluk ruhu olarak çevrilir. İbn Haldun’a göre, asabiyet bir grubun üyeleri arasındaki bağları, dayanışmayı ve ortak çıkarlar etrafında birleşme duygusunu ifade eder. Bu kavram, özellikle kabile, aile, millet veya başka bir sosyal grup içinde güçlü bir birlik duygusu yaratır.
İbn Haldun, asabiyetin toplumların yükseliş ve çöküş döngülerindeki önemli bir faktör olduğunu savunur. Ona göre, güçlü bir asabiyet duygusuna sahip gruplar, bir devlet veya medeniyet kurmada daha başarılı olur. Ancak zamanla bu asabiyet zayıflar ve toplumlar çözülmeye başlar. Bu zayıflama, genellikle lüks, bireysel çıkarlar ve ahlaki bozulmanın artışıyla ilişkilendirilir.
Kısacası, asabiyet hem toplumsal bütünlüğün hem de tarihsel değişimin anahtar bir kavramıdır.
Zaman ne kadar geçse de alışamıyor insan sevdiğinin yokluğuna özellikle seni büyüten ve doğuran bir anneyse arayacaksın ama fark ediyorsun ki yokmuş gerçek unutuyorum bazen yokluğunu daha rehberimden numaranı bile değiştiremedim anne