Sylvia’nın yaşama yaktığı ağıt. Onu anlayabilmek için biyografisini bilmek gerek. Tıpkı Nilgün ve Virginia’yı bilmek gibi. Şiirleri okuyunca içinize hüzün çökebilir. Başta anlamsız gelebilir ama aslında hayata karşı ‘Neden beni anlamıyorsunuz!’ sitemini görüyorsunuz. Bir insanın en temel ihtiyacı olan anlaşılma isteğinin ruhta bıraktığı boşluğu görüyorsunuz.
her ne kadar çevirisi kötü olsa da idare eder bir şekilde okuyabildim. şiir seven birisi değilim belki bu yüzden çoğunu anlamadım. yazmış gerçekten dediğim cümleler de çok etkiledi beni
Sylvia Plath'ın kırmızıkedi'den çıkmış seçme Şiirler kitabı. Kitapta 65 tane şiir var ve abartmıyorum bir tanesini bile beğenemedim... Büyük hayal kırıklığına uğradım..
sylvia plath, okumaya başlamadan önce onda bu kadar kendime dair hisler bulabileceğime inanmadığım bir yazardı. şimdi en sevdiğim yazar konumunda.
"babacığım öldürmek zorundaydım seni.
ben zaman bulamadan ölüverdin..."
“hicbir hayvan bozamaz onun yesil kapi esigini.
ve biz asla giremeyiz iceri.
orasi dayanikli olanlarin evi.
bizi itip kakan akarsu
ne besler ne de iyilestirir.”
11kasim1959.
slyvia keske karsilikli oturup bir fincan kahve icebilme sansimiz olsaydi. kendimi en ait hissettigim yazarin yarim yuzyil oncesinde olmesi agir geliyor.
sylvia plath cidden overrated bir yazar gibi geliyor. intihar etmemis olsa bu kadar tutulmazdi bence.
siirlere gelecek olursak ceviri oldugundan midir bilmem, hic keyif alamadim. siir okurken sozlerinde cok fazla mantik aramam ama hem mantik yokken hem de keyif almazken bir kitabi sevmek cok zor.
Sylvia Plath, imge dehadan şiirler.
31 yaşındayken kendi eliyle hayatına son verdiğinde arkasında özgün şiirlerini bırakmıştı.
Depresif ruh hali hemen hemen bütün şiirlerine yansımış.
Herkese keyifli okumalar diliyorum.
Şairim kadınım,
Her okunduğunda ben şiir değil şairim diyen cümleler. O da ne demek yani?
Yanisi ben yaşayan, beni yazanı yazan anlam bulmuş bir kitabım.
Kendimi sana anlatmam uzun sürer. Anlatsam da anlamazsın okuman gerek.
Ölmek,
Her şey gibi, bir sanattır,
Bu konuda yoktur üstüme.
`Ölmek için erkendi, yaşamak için çok geç.`
Sevgili
Sylvia Plath, sanatın ölmek değil, keşke yazmak olarak devam etseydi.
Otuz yaşında elim bir şekilde intihar ederek hayatından vazgeçti. Yaşayacağı veya yaşaması gereken o kadar çok şey varken o sonsuzluğu yani ölümü seçti. Kendisini tanımam
Yazarın farklı yazım tarzı ilgimi çekti ve hoş bir bakış açısı olduğunu söyleyebilirim fakat çevirisini beğenmedim .
Bu bir lütuf, bu bir lütuf:
Sabun renkli meşeden uzun tabut.
Tuhaf tabut taşıyıcıları ve ham tarih
Nefis bir sükûnetle nakşediyor kendisini gümüşe.
Çevirisi yapılmış şiir asla aynı duyguyu vermiyor…Şiirleri orijinal dilinde okumak en iyisi. Şiir çevirisi yapmak , şiirin orijinalliğini kaybettiriyor. :(
SYLVIA PLATH
Dibi bilirim, diyor. En büyük kökümden bilirim onu :
Seni korkutur.
Ben korkmam oradan : ben oraya gittim.
Deniz mi içimde işittiğin.
Onun doyumsuzlukları mı ?