"Karenina’nın; Tanrım nereye gideceğim? sorusuna cevabı, kendini tren raylarına atmak olmuştu.
Kafamızın içi, cevabı ile arası bozuk sorular ile dolu.
Korkuyoruz kendimizden,
düşüncelerimizin genişleyebileceği sınırlardan korkuyoruz.."
"Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya…
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim."
"Okumak tabii ki çok büyük bir yardımdı...Beni heyecanlandırıyor, beni memnun ediyor ve bana işkence ediyordu.Ama bazen de benim canımı korkunç derecede sıkıyordu."
Kaybettiği bir şeyi bulmayı çok istediği zaman, insan bazen öyle yapar. Bakar bir göremez, bomboştur baktığı yer; öyleyken yine de on beş kez bakar aynı yere.
“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.” “Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.”
Yoruldum patron!
İnsanların insanlara saldırmasından,
Çocukların ömrünün kelebeklerin ömründen kısa olmasından,
Adeletin bozguna uğradığı bu dünyada yoruldum.