Frances & Nick.
Nick & Melissa.
Melissa & Bobbi.
Bobbi & Melissa.
Biraz karışık görünüyor değil mi?
Evet, oldukça karışık.
21 yaşındaysanız, edebiyatla ilgileniyorsanız, ailenizde bolca sorun varsa bu karışık durum daha da derinleşiyor. Ve tabii evli bir adama aşık olmak da bu karışıklığı çözmede pek kolaylaştırıcı bir etken değil~
.
Etik nedir, ne değildir? Sınırları sert bir kabuktan mı ,yoksa geçirgen bir zardan mı ibaret? Toplumsal cinsiyet eşitliğini savunup; cinsiyetçi rolleri devam ettirmek için elinden geleni ardına koymamak nasıl bir çelişkidir? Kendinden olmayan her noktayı yargılamak, etiketler koyup sonrasında bu etiketleri yenileriyle değiştirmek nedir? Sally Rooney size yasak aşkı anlatıyor görünebilir; ancak benim için bu aşktan da yasaklı olmaktan da fazlasıydı.
.
Bobbi karakterinin her bir cümlesindeki derin düşünmeye iten arzu örneğin.
Diğer yanda Frances ile Nick’in karakter çözümlemeleri ve bu çözümlemelerdeki sağlamlık...
.
Toplumsal cinsiyetin,samimiyetin, beyaz daha doğrusu beyazlatılmış kültürün,ideolojik yaklaşımlardaki boşlukların kısacası lafta kolay uygulamada milyon engeli olan şeylerin de irdelenmesini görüyoruz bu ilk eserde. Ki yazarın ilk eseri olduğuna inanmak hayli zor çünkü kendini bilen bir dil mevcut bu kitapta. Neyden bahsettiğinin farkında olan bir dil.
.
Yaşıtım olan yazarın diğer eserlerini de merakla bekliyor olacağım.
.
Dipnotlarını pek sevdiğim çeviride Pınar Umman, kapak tasarımında ise Sancar Dalman yer alıyor.
Kitaba dair beklentim zayıf bilgi birikimimden dolayı oldukça kısıtlı. Umarım bitirdikten sonra izlenimlerimi aktaracak fırsata erişebilirim. Bu sayede daha bilinçli hareket edebilme şansına sahip olabilirim.
Bu kitabın İngilizce orjinalini okudum, dili o kadar güzeldi ki bilmiyorum Türkçe çevirisi de aynı tadı veriyor mudur? Rooney oldukça genç bir yazar olmasına rağmen sağlam adımlarla ilerliyor. Derin karakterleri ile roman, modern insanın içsel sorunlarının ergenlik ve insanın ne istediğini bir bilemediği zamanlarıyla harmanlanmış halini ustaca ve yalın bir şekilde bize geçirmeyi başarıyor.
Kimilerine bir ergen romanı havası vermiş olabilir, derim ki satır aralarını, olayları değil durumları duyguların anlatılış biçimlerine odaklanarak okumayı deneyin.
Son olarak da, uzun zamandır sonu bu kadar ustaca - okuru boşlukta bırakmayarak - biten bir kitaba rastlamamıştım. Bunun sebebi kitabın bütün soru işaretlerini ortadan kaldırması değil de aksine bana okuduğum süre boyunca yaşamın/yaşantıların (kitaptaki de dahil) gizemi ve olasılıklarıyla yaşanır kılındığını bana anlatmış olmasıydı.
Connell ve Marianne uzun süredir birbirini tanıyor.
İkisi de sevgiyi paylaşıyor ancak onlar bu sevginin farkında değiller. Onlar ‘normal’ olmak istiyorlar çünkü, okulun en popüleri-en zekisi, evin biricik evladı, arkadaşlarının rol modeli olmak ilgilerini çekmiyor.
Atladıkları bir nokta var: bazen hayat siz istemeden de yolunuzu değiştirir, yüzünüzü sevdiğinize çevirmeden başka kapıları açmaya zorlar.
Connell ve Marianne de liseden itibaren aralarında var olan bağı görebiliyorlar.
Buna rağmen, bağ bazen zayıflıyor hatta kopuyor; bazen hiç olmadığı yerden,koptuğu yerden bağlanıyor.
Değişmeyen şey ise onlar ‘kendileri’ olmaktan vazgeçmiyor.
.
Sally Rooney, iki karakterle, tek bir konu ekseninde ilerleyerek okuyucuyu kendine çekiyor. Liseden başlayıp üniversite yaşamında da ağır aksak ilerleyen bir ilişkiyi anlatıyor ama bunu yaparken kullandığı teknik ve dille eseri elden bıraktırmıyor.
Arkadaşlarla Sohbetler adlı eserini de severek okumuş ve sıradaki eserini beklemiştim, orada satır aralarındaki detaylar (etik,toplumsal cinsiyet vurgusu) bu eserde de devam ediyor. Şiddete, zorbalığa, bireylerin sıfatlarından arındırıldığında, sadece ‘birey olmalarından’ doğan değerlerine de odaklanıyor aslında.
.
Sally Rooney’i okumak sevdiğiniz bir kahveyi yudumlamak gibi. İçinizi ısıtıyor, damakta kalıyor tadı~
.
Özenli çeviride Emrah Serdan, kapak tasarımında Utku Lomlu yer alıyor ~
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196,2bin okunma
Çok fazla bir şey beklemeden başlamıştım ama bu kadar bomboş olmasını da beklemiyordum. 21 yaşındakilerin ergen, 32 yaşındakilerin orta yaşlı olduğunu sanan fakat bence kendisi ergen olan bir yazarın saçmalıklarını okudum 270 sayfa.
Komünist olduğunu sanan biseksüel bir kadın merkezinde, karmaşık ilişkiler, evli bir adamla seks ve seks sonrası paranoyalar, gereksiz gizemler, sorunlu bir baba, İncil'den alıntılar ve çaresiz bir hastalık...
Klişeden ölen var!