“Ey Kutsal Ruh, ey şişirilmiş üçlü ego, şu işsizliğe bir çare bul artık. Roosevelt’i seç. Altın ölçeğinde tut bizi. Fransa’nın canı cehenneme, ama bizi kurtar!” “Arturo, kes artık.” “Ey Yehova, sonsuz değişebilirliğinle şu Bandini ailesine birkaç kuruş yardımda bulanamaz mısın?”
“Amerika-Hawaii istasyonunda yükleme işçileri Honolulu’ya hareket edecek gemiye yük taşıyorlardı. Üstleri çıplaktı. Bu insanları yazmak gerekti asıl. Defterimi çıkarıp kurşun kalemimin ucunu ıslattım ve yükleme işçilerine dair bir deneme yazmaya koyuldum. “Günümüzün ve Geçmişin Yükleme İşçileri Üzerine Psikolojik Bir Yorum, Arturo Gabriel Bandini.”
Reklam
“Hayır, Arturo Bandini’ye göre iş yoktu o gün. Kendimi oldukça rahatlamış hissettim oradan ayrılırken. Bir uçağım olsaydı keşke, diye geçirdim içimden yürürken, bir milyon dolarım olsaydı keşke, şu deniz kabukları elmas parçaları olsaydı keşke. Parka gideceğim. Koyunlaşmadım henüz. Nietzsche oku! Koyun olma, Bandini! Aklının kutsallığını koru. Parka git, ustayı oku okaliptüs ağaçlarının altında.”
“Elimdeydi şimdi, ve o bendi, elimdeki çekirge bendim, Arturo Bandini, güzel beyaz prensesi hak etmeyen kara Bandini. Yüzükoyun uzanıp çekirgenin Bayan Hopkins’in kutsal beyaz parmaklarının dokunduğu yerlerde gezinişini seyrettim, o da mavi mürekkebin tatlı tadından hoşnut kalmıştı. Sonra kaçmaya çalıştı. Bir sıçrayışta indi kitaptan. Bacaklarını kırmak zorunda kaldım. Başka seçeneğim yoktu.”
“Kadınlar işlerini bırakıp ne olduğuna bakıyor, sonra gülüyorlardı. Ne eğlence! Mesai saatinde hem de! Bak patron nasıl gülüyor! Biz de güleriz öyleyse. İşe ara verilmişti temizleme odasında. Herkes gülüyordu. Arturo Bandini hariç, herkes.”
“Arturo Bandini gülmüyordu. Bağırsaklarını döşemeye dökmekle meşguldü. Her birinden tek tek nefret ettim, ortalıktan kaybolmak için sendeleyerek uzaklaşırken intikam yemini ettim. Shorty koluma girip beni bir başka kapıya doğru götürdü. Duvara yaslanıp soluklandım. Koku bir kez daha saldırdı ama.”
Reklam
339 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.