Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ölmedi Onlar! Işık Oldular Sonsuza!
2 Temmuz 1993'te, tarih bir kez daha tekerrür ediyordu Sivas'ta. Göz göre göre gelen bir katliamın vahşi finali sergilenmek üzereydi. Yüzlerce yıldır her fırsat verildiğinde onlardan olmayanları vahşice katledenler, bir kez daha bir araya gelmişlerdi. Madımak Oteli'nin içinde can pazarı vardı. Kimi son şiirini yazıyor, kimi
Sosyaldeli

Sosyaldeli

@Sosyaldeli
·
01 Temmuz 2023 12:52
Nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata. Öldüğünden haberi yok fotoğraflarının.
Murathan Mungan
Murathan Mungan
''Aşığız diyen çok gayıt olmadan Cem evine girsem zahit olmadan Cebrail Adem'e şahit olmadan Kubbe-i Rahman'da tektik erenler.'' - Aşık Davut Sulari 🤍
Curanın bir teli sadece

Curanın bir teli sadece

@delidervis34
·
19 Nisan 2023 19:22
Sultanahmet meydanında, inancından ötürü idam edilen Melami sufisi İsmail Maşuki'den; ''Kalbin Allah olduğu içün suretin Rahmandır; Kim yaratan ismin ey meh, haliki ekvândır.''
Reklam
Efendiler bağı beş gül ağacı Çiğdem bahçasında diktik erenler, Pirim cemalin gören der hacı Hal bilmez elinden çektik erenler. Aşığım diyen çok kayıt olmadan Cemevine girsem zahit olmadan Cebrail ademe şahit olmadan Kandili kudrette tektik* erenler. - Aşık Davut Sulari 🤍 youtu.be/w6Y0AbjP3qk
Aşık Davut Sulari...
Gezgin ozan geleneğinin güçlü temsilcisi Sulari'nin sazın sevilmesi, yaygınlaşması ve yeni bir çalış tavrına bürünmesinde önemli katkıları olmuştur. Özellikle biçimlenmesinde büyük katkı sağladığı Anadolu Alevî-Bektaş-î müzik geleneği içerisinde, saz çalmada yarattığı güçlü etki ile özgün bir yeri bulunan Sulari'nin mızrabı, çalış tavrı, birbirinden değerli eserleri yanında kendine özgü sesi ve hançeresi de Cumhuriyet döneminde özellikle ses alanındaki virtüözitenin ilk örneği sayılabilir. Ertaş, daha sonra tanıdıği Sulari'nin sazı, sesi ve hançeresini de sevip etkilenerek müziğine ondan da esintiler ekleyecek, ancak bir kaç örnek dışında eserlerini okumaya yönelmeyecektir.
Sayfa 179 - Birinci Cilt - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 53 - İzmir Aralık 2019Kitabı okudu
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Haydar Ergülen, Âşıklar Cemi'nde Anadolu sözlü kültürünün en önemli taşıyıcıları olan âşıklar için kalem oynatıyor bu sefer. Halktan, Hakk'tan, dosttan, aşktan, yoldan, yolcudan, sazan, sözden dem vuran ve kimi zaman katledilen, yok sayılan ama inatla sazlarını çalıp söyleyen âşıklar çağdaş Bir şairin kaleminde yeniden hayat buluyor. Âşık Veysel'den Âşık Mahzuni Şerif'e, Neşet Ertaş'tan Şahsenem bacı' ya Davut Sulari'den Muhlis Akarsu'ya, Şah Turnadan Ali Ekber Çiçek'e bir yol hikayesi anlatıyor Ergülen. Onlar Hem âşık hem halk âşığı hem de Hak âşığı diye anılırlar. Yaptıkları her şey aşktandır, çalıp söyledikleri, susup dinledikleri. Aşktan yaratılmışlardır, aşk için yaratılmışlardır: "Yaradan bizleri insan yaratmış muhabbet insana cana muhabbet diyen" Ruhi Su'yu hatırladım... "Tenden sual etme ten kuru tendir can onun içinde gevheri kandır bu ilim deryası bahri umman'dır sırrı kal oldukça sırdan gelirem". Nesimi. "Mazlumlara Nar ettiler Pir Sultan'a dar ettiler istemezdim zor ettiler onun ile kurbanım ben" diyerek sonlandıralım okumaya, doyulamayacak bir eser emek verenin kalemine, yüreğine sağlık...
Aşıklar Cemi
Aşıklar CemiHaydar Ergülen · İthaki Yayınlar · 20226 okunma
Son olarak, "Şahturna" adı nereden geliyor? Benim önceki adım Meryem'di. Ebemin seferberlikteki kocası ölmüştü, "Sende şanssızlık olmasın," dedi, adımı Münire'ye çevirdi. 1964 yılıydı. Hacı Bektaş'ın ilk açılışını yapıyorduk. Âşık Veysel, Davut Sulari, Aşık Daimi oradaydı. Beni seven bir dede verdi bu adı. O gün bugün Şahturna'yım.
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
Davut Sulari döneminin diğer ozanları kadar siyasi konulara girmedi. Vefatından kısa bir süre önce kendisiyle yapılan bir söyleşide siyaset le ilgili şunları söylüyordu: "Aşık edebi varlığını muhafaza etmelidir. Türkiye'de Veysel'den sonra siyasi yön gütmeyen tek şairim. Bir şair milletin malıdır ama kapı uşağı değildir, halkı birbirine katmaya değil, birbirini sevgiye yönetmelidir," diyordu. Ancak nüktesi ve taşlaması hiç eksik olmadı Sulari'nin. Türkçe'yi ustalıkla kullansa da Arapça ve Farsça bilgisini eserlerinde hep gösterdi. Ayrıca sayıca çok az olsa da anadili Zazaca eserler seslendirdi, bunları plak olarak yayınladı.
20. yüzyıl ozanları arasında belki de en ilginç portrelerden birine sahip Aşık Davut Sulari'yi burada ne kadar anlatsak eksik kalır. Yüzyılın en güçlü ozanlarından biri olan Sulari yaşamı, üslubu, eserlerindeki renkliliği ve sayısız özelliğiyle başlı başına bir fenomen sayılabilir. Atı "Leyla"nın sırtında Anadolu'nun dört bir yanını ve çevre ülkeleri gezen Sulari, kadim ozanlık geleneğini 20. yüzyılda "eski" yöntemlerle sürdüren ilginç bir kişilikti. Sazı ve sözü hem kadim hem de çağın yenisiydi. Sulari âşıklık geleneği içinde başlı başına bir sentezdi.
Davut Sulari
Nice alem nice meclis nice zindanlar gördüm Nice tabiplere gittim derdim devasın sordum Sokrat Eflatunlar kaçtı orta yerlerde durdum Ne olur yarama merhem varsa getir sür de görem
Reklam
Ancak kendi çağımda sazımı ve sesimi benzetmek istediğim tek ozan rahmetli Âşık Davut Sulari dededir. Ben hep o insandan esin almışımdır. Gerek rahmetli Aşık Veysel gerekse Davut Sulari, Mahzunilik binasının iki büyük temel duvarıdır. Her ikisi de sağlığında büyük teveccüh göstererek, beni "devrin Pir Sultan'ı" gözlemiyle tanımlamışlardır.
''Dünya arsızındır, fırsat pirsizin Rağbet yalancının, refah hırsızın Azap yoksulundur, göçük yersizin Sararıpta solmak revamı bize'' Aşık Davut Sulari
bir güzelin aşığıyım erenler
Pir Sultan Abdal'ım gamzeler oktur Hezaren sinemde yaralar çoktur Benim senden özge sevdiğim yoktur İnanmazsan ol Allah'a sal beni -Aşık Davut Sulari
''Aşık'ız diyen çok, ait olmadan Cemevine girsem zahit olmadan Cebrail, Adem'e şahit olmadan Gubbe-i Rahmanda tektik erenler Gandili gudrette tektik erenler...'' - Davut Sulari
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.