"Harp Çantası"
Üzerine Değinmeler
"Harp Çantası" Şair Ali Celep'in, Kdy Yayınları etiketiyle, Nisan 2023'de okurlarıyla buluşturduğu şiir kitabı. Otuz dört şiirin yer aldığı kitap yüz otuz sekiz sayfa hacmindedir. Şiirlerde yer yer farklı kelimeler ve imgelerle karşılaşılsa da şiirlerin geneli yalın ve kolay
“Dilim Türkü Gönlüm Gazel” Üzerine Derkenar
"Dilim Türkü Gönlüm Gazel" Şair Mehmet Kurtoğlu'nun, Tebeşir Yayınları aracılığıyla okurlarıyla buluşturduğu şiir kitabı. Yüz yirmi sayfa hacmindeki kitapta yaklaşık yüz şiir yer almaktadır. İki bölüm şeklinde tasniflenmiş olan şiirlerin, ilk bölümü olan "Dilim Türkü Gönlüm
Mehmet Çakırtaş (1920-1988), Edremit'in Karaaydın köyünde doğar. Ankara'ya yerleşir (1947). Maden Tetkik Arama Enstitüsünde (1947-1961) ve son olarak Türkiye Kömür İşletmelerinde çalışır. Zafer, Yenigün gibi gazetelerde düzeltmenlik yapar.
İstiklal Savaşı'nda şehit düşen babası İslâm Bey, aynı zamanda saz şairidir. Onun etkisiyle saz şiiri geleneğine uygun şiirler yazar. Bazı şiirlerinde Âşık Mehmet mahlasını kullanır. Ankara'da askerliğini yaparken Behçet Kemal Çağlar, Osman Attilâ ve Ahmet Kutsi Tecer gibi şairlerle tanışır. Âşık Veysel, Talibi Coşkun gibi halk ozanlarıyla dostluklar kurar.
Şiir kitapları: Çakırtaş'tan Damlalar (1945), Gün Dönümü (1949), Gün Dönümünden Sonra (1957).
Âşık Mehmet mahlasıyla yazılan Generalin Huzurunda Türk Erillo şiiri, o tarihte Ankara Garnizon Komutanı olan İ. Hakkı Tunaboylu'ya ithaf edilmiştir. Şiirin, şu dörtlükten Rusların Kars ve Ardahan'ı istemesi, Boğazlar'da hak talep etmesi üzerine yazıldığı anlaşılmaktadır:
Yine dil uzatmış bize birisi,
Baltacı piçleri, Rus serserisi.
Samanla tepilir murdar derisi
Ayıya haram bu il Hakkı Paşa'm.
Gün Dönümündeki şiirinin, şairin, Gün Dönümünden Sonra (1957) isimli kitabından alındığı belirtilmiştir. Şiir, 21 Haziran ve 21 Aralık'ta olmak üzere yılda iki kez yaşanan gün dönümünün özelliklerinden hareketle insan hayatındaki değişikliklere de değinir. Halk şiiri tarzında Çakırtaş mahlasıyla yazılmıştır.
İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü çıkışlı bir yönetmen olan Metin Erksan, bu arada da Kamera takma adıyla sinema eleştirileri yazmaktadır. Aşık Veysel'in hayatı üzerine kurduğu "Karanlık Dünya", Erksan'ın "ilk film denemesi" olmasına karşılık ilginçtir. Türk sinemasında "ilk gerçekçi köy filmi" olarak dikkati çeker. Erksan bu gerçekçi çizgiyi "Yılanların Öcü"yle (1962) ve 1964 Berlin Film Şenliği'nde "en iyi film" seçilen Altın Ayı ödüllü "Susuz Yaz''la sürdürecektir. Bu ara da bir kent filmi olan "Gecelerin Ötesi'yle de Türk sinemasın da "toplumsal gerçekçilik" adıyla yeni bir akımın oluşmasını sağlayacaktır. Erksan, gerçekte bir "tutku sinemacısı"dır. Bu "tutku", yönetmenin dünyasında bir "kara sevda"dır. Örneğin "Acı Hayat "ta böyle bir tutkuyu anlatırken, sınıfsal çelişkileri de ortaya koyar. 1965'de yönettiği "Sevmek Zamanı" ise, ne kadar soyut bir dünyayı sergilerse de bir "tutkunun şiiri"dir. "Sevmek Zamanı'nın atmosferine son derece uygun düşüp yakaladığı bu "şiirsel estetik", Metin Erksan için olsun, Türk sineması için olsun bir zirvedir. Ve "Sevmek Zamanı" Erksan'ın en kişisel filmidir.
youtu.be/aiUzZPcj-Cs
Âşık Veysel'in son şiiri❤️
...
Dünya dedikleri bir büyük handır
Veysel durmaz ağlar bunca zamandır
Az yaşa, çok yaşa sonu verandır
Bir gün göçüm çeker ömür kervanı
...
youtu.be/SsKNI2yhXwI
Derdim türlü türlü yoktur ilacım
Hiçbir türlü bulamadım dermanı
Bir dost bulup dem sürmekti amacım
Gam gasafe çevreledi her yanı
Kalemi kırılsın bunu yazanın
Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne karaya ne denize
Gelmez yola gidiyorum
Eşim dostum yavrularım
İşte benim sonbaharım
Veysel karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum