Reyhani iyilik yap, o kalır destan.
Bir gün de toprağı örterler üstten.
Varlığın kefendir, evin kabristan.
Nöbetçin iki taş, bir mezar olur.
Âşık Yaşar Reyhani
İnsanlığın kalbinden aşkı, merhameti ve bütün insanî faziletleri alıp götüren bütün bu zamanlar, düşünen insana şu mesajı veriyor: "Bu derece gelişen teknolojiye rağmen, insan hâlâ mesut değil." Amerika'nın Ay'a ayak bastığı yıllarda halk ozanlarımızın, Aşık Yaşar Reyhanî'nin: "Onlar gittiler Ay' a, biz kaldık yaya. Ho babam Ho!. Biz de Ay'a yaklaştık...." gibi milletimizin kabiliyetine hiciv okları atan ve bizi çok derin aşağılık hislerine sürükleyen taşlamaları vardı... Evet Batı, binlerce yalın bilgi ve teknik hamulesiyle Ay'a ayak basmıştı; ama insanlığa oradan bir parçaçık bile olsa, saadet getirememişti ve bu çağa mührünü vuran o mağrur teknoloji, Necip Fazıl'ın:
"Yirminci asrın ablak yüzlü feza pilotu!
Buldun mu Ay yüzünde ölüme çare otu?"
mısralarında dile geldiği gibi ölüme çare otu da bulamamıştı.
Burhani Baba annemin köylüsüdür.Küçüklüğümden beri hep çevremizde ismi yad edilir.Bahsi geçer.Bu vesileyle bende merak uyandırmıştır.Köyden tanıdıklar efkârlanır bir dörtlüğünü okurlar.Fakat şiirlerinin tamanını okuyabilme fırsatım hiç olmamıştı.Hep merak ederdim.Neden şiirleri yayınlanmaz diye.Yıllar sonra halk kütüphanesinde bir kitabını
Öncü rolü, halkı aydınlatma işlevi, özgünlük, niteliklilik ve eskiyi aşma… İşte bütün bunları sesinde, sazında ve sözünde toplayan bir doruk isimdi Âşık Yaşar Reyhani. Dahası da var, zor günlerin adamıydı.
ÂŞIK YAŞAR REYHANÎ:
Yurt için and içip gönül dilinden
Korkusuz geçerken ölüm yolundan
Bâde alıp Ezrâil’in elinden
Yutanlar hey, yutanlar hey, yutanlar!