Her ne kadar Huzur ve İç rahatlığı sevinç duyguları ise de, onlar önceki bir kederi, yani korkuyu ve ümidi içerirler. Öyle ise, ne kadar Akıl düsturuna göre yaşamaya çalışırsak, ümide o kadar daha az bağlı olmayı, korkudan kurtulmayı, talihe mümkün olduğu kadar emretmeyi ve eylemlerimizi Akıl danışmasına göre yönetmeyi başarırız.