Yekten söylemekte fayda var. Ben öyle, bir kitaba başlamadan evvel kitaba dair okumalar yapan, hazırlık evresi geçiren ya da ne bileyim, yazarın hayatını deşip döken bir okur olmadım, olamadım. Edebiyat öğrencisi falan değilim, edebiyatla münasebetim iş gerekçeli değil, haliyle bu kadar detaya da sırf keyfiyetten girmeyi kendime angarya görürüm.
“Ah! Çocuğum, sakın böyle aşık olmayın, zira bu ancak ölünce dinecek olan bir fırtınadır.”
İki bölümden oluşuyor kitabımız. İkisinin de ana duygusu aşk. İlkinde gönlü yaralı bir genç kadın olan Lavinia’yı okuyoruz, ikincisinde ise hiç gönül bağı kurmadığı yaşlı kral eşinin ölümü sonrasında başından geçenleri okuduğumuz yaşlı Markiz.
Lavinia iki novelladan oluşan bir derleme. O kadar güzel ki kendisini okutuyor. Olayların akışı olsun, anlatılmak istenen mesaj olsun, döneme dair verilen detaylar olsun hepsi de yerinde ve güzeldi. Erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü eski Fransız toplumunu eleştiren türde bir eser. Bu egemenliğe karşı çıkan iki kadın karakter Lavinia ve Markiz. Kural tanımıyorlar ve bir şekilde yaşadıkları adaletsizliğe çözüm buluyorlar. Ben okurken çok takdir ettim. Böyle güçlü kadın karakterlerin hastasıyız :)
Okuma rutinimin sekteye uğradığı bir dönemde bana ilaç gibi gelen bu kısa klasiği herkese gönülden tavsiye ediyorum. Okuyucularına keyifli okumalar dilerim
#alıntı
“İzzetinefsimiz kulağımıza öyle şeyler fısıldar ki onun sayesinde günde belki de yüz defa kendi kendimizle çelişiriz.”
Lavinia, George Sand
LaviniaGeorge Sand · Can Yayınları · 2021943 okunma